Wen-sun'un karısı, Wen-ching'in çocukluğuyla ilgili bana bir şeyler anlattı. | Open Subtitles | زوجة (ون سن) أخبرتني بأشياء (عن طفولة (ون تشينغ |
Ama İsa'nın çocukluğuyla ilgili hikâyeler var. | Open Subtitles | ولكن هناك قصص عن طفولة المسيح |
Shim Gun Wook'un çocukluğuyla ilgili fazla bir bilgi yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك الكثير من المعلومات حول طفولة ( شيم جون ووك ) أيضاً |
çocukluğuyla ilgili, şu pazardaki bomba olayını anlatırken davranışı değişmişti. | Open Subtitles | هل رأيت ذلك؟ عندما قص قصة طفولته القنبلة التي هبطت في البازار تغيرسلوكه |
Mesela bu sabah onun çocukluğuyla ilgili konuşuyorduk. | Open Subtitles | أتعرفان، كنّا صباحَ اليومِ نتحدّثُ عن طفولته. |
Tim çocukluğuyla ilgili hiçbirşey hatırlamıyordu. | Open Subtitles | تيم تقريباً قبع كل ذكريات طفولته |
Neal'ın çocukluğuyla ilgili kapsamlı bir dosya tutmuş. | Open Subtitles | (لديها ملف كامل عن طفولة (نيل |
Garcia sana çocukluğuyla ilgili bir dosya gönderiyor. | Open Subtitles | غارسيا) سترسل لكِ ملفا عنه وعن طفولته) |