İkinizi yürürken gördü. Senin çok şey bildiğini düşündü. | Open Subtitles | اعتقد انك ستتحدث اعتقد انك تعرف الكثير |
Belki de senin çok şey bildiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | ربما هم يعتقدون أنك تعرف الكثير |
Biri onu çok şey bildiğini öğrenmiş olmalı. | Open Subtitles | كأنّ ثمة من اكتشف أنّها تعرف الكثير |
Dr. Knowles'la Eli Roosevelt cinayetleri hakkında çok şey bildiğini iddia ediyor. | Open Subtitles | إنّهُ يدّعي بأن يعرف أموراً عديدة وفظيعة بشأنِ مقتل الطبيبة (نولز)و(إيلاي روزفلت). |
Dr. Knowles'la Eli Roosevelt cinayetleri hakkında çok şey bildiğini iddia ediyor. | Open Subtitles | إنّهُ يدّعي بأن يعرف أموراً عديدة وفظيعة بشأنِ مقتل الطبيبة (نولز)و(إيلاي روزفلت). |
Lanet olası yaşlı tilki, çok şey bildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | الثعلب الماكر إعتقدت أنه يعلم الكثير |
İyi , çünkü adam yalancı. Benden daha çok şey bildiğini sanıyor. | Open Subtitles | جيّد ، لأنّه كاذب إعتقدَ أنّه يعرف أفضل منّي |
Dürüst olursam, senin anlattığından daha çok şey bildiğini düşündüğüm oldu. | Open Subtitles | لأكونصادقةتماماً, كان هناك وقت عندما اعتقدت أنّك لربما تعرف أكثر مما تقول |
Aramızdaki ilişki hakkında çok şey bildiğini söyledi. | Open Subtitles | هو اعتقد انها تعرف الكثير عن عملنا |
Patty hakkında çok şey bildiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه يعلم الكثير من الأمور عنها |
Patty hakkında çok şey bildiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه يعلم الكثير من الأمور عنها |
Herkesten daha çok şey bildiğini sanıyor. - Bay Singer... | Open Subtitles | -يعتقد أنّه يعرف أفضل من الجميع |
Bu konuda daha çok şey bildiğini hissediyorum. | Open Subtitles | ولديّ شعور بأنّها تعرف أكثر من ذلك |
Ve Carson, Barbra'nın çok şey bildiğini anladı ve onu öldürdü. | Open Subtitles | وعندما إكتشف (كارسون) أنّ (باربرا) تعرف أكثر من اللازم، قام بقتلها. |