İlk dozu aldı, ama çok erken aldı. | Open Subtitles | أخذت الجرعة الأولى لكنها أخذتها مبكراً جداً |
çok erken girersek ve Glory bizi etkisiz hale getirirse zamanında yapmasına engel olamayız. | Open Subtitles | إذا ذهبنا مبكراً جداً وتغلبت علينا ولا فرصة في جعلها تفوت نافذتها |
Henüz çok erken. Makam koltuğu hala sıcakken adaylığını açıklamazsın. | Open Subtitles | لا, إن الوقت مبكر جداً, لا يمكنك الإعلان عن ترشحك |
- Kafatasının içinde yüksek tansiyon görünmüyor ama bilincine ne zaman kavuşacağını, hatta kavuşup kavuşmayacağını söylemek için bile çok erken. | Open Subtitles | لا توجد دلالة على تضخمات خطيرة بالجمجمة لكن مازال من المبكر جداً أن نعرف متى سيستعيد وعيه أو اذا كان سيستعيده |
Şerefsiz. Bizi yakaladığını iddia edebilmen için daha çok erken! | Open Subtitles | ما زال الوقت مبكراً لكي تظن أن قد نلت منا |
Şu anda bir şey söylemek için çok erken... fakat yaptığınız bir hatayı düzeltmek istiyorum. | Open Subtitles | انه لمن المبكر جدا بالنسبة لنا أن ندلى بأى بيان لكنى أريد أن أصحح لك نقطه أنت أثرتيها |
Ama bebeğim, bir yenidoğan odası düzenlemek, küçük karavanlarla test sürüşüne çıkmak, bebek telsizi almak için çok erken. | Open Subtitles | لكن الوقت مبكر على تأسيس حجرة للطفل أو تجريب قيادة حافلة صغيرة أو شراء جهاز لسماع الصوت عن بعد |
Bu diyardan çok erken göçtüğü için değil, senin beni ne kadar mutlu ettiğini görebilmesi için. | Open Subtitles | ليس لأنها كانت تخرج مبكراً جداً ولكن لأنها قد ترغب ترى لأي مدى جعلتني سعيدة |
Teori geliştirmek için henüz çok erken. | Open Subtitles | لا ، دعونا لا نسبق الأحداث فالوقت مبكراً جداً لوضع نظريات حول دافع الجريمة |
Birazcık. Çekil üstümden. Küçük dalaverelerinle uğraşmak için çok erken. | Open Subtitles | أشعرقليلاً بذلك , إنهضي , لا يزال الوقت مبكراً جداً على خدعك |
bu bizim sürecimizdeki çok çok çok erken testlerden. | TED | وهذا هو ، في وقت إختبار مبكر جداً جداً في عمليتنا. |
Ziyaret için garip bir saat. çok erken olmalı. | Open Subtitles | ياله من وقت غريب ليزورنا لابد أن الوقت مبكر جداً |
Hala babandan bahsetmek için çok erken olduğunu düşünüyor musun? | Open Subtitles | أمازلت تعتقد أنه من المبكر جداً الحديث عن والدك ؟ |
Beni affetmeni istemek için çok erken olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّه من المبكر جداً ان تسامحني. |
Hayır, sanmıyorum. Benim için bu saat çok erken. | Open Subtitles | كلا , لا أعتقد ذلك مازال الوقت مبكراً لى |
Bu kararı vermek için henüz çok erken, efendim. | Open Subtitles | إنه لمن المبكر جدا أن نعرف هذ ا الأمر يا سيدى |
İkinci durum, partiden çok erken ayrılmış olmanızdır. | Open Subtitles | والآخر ينطوي على ترك الطريق الحزب في وقت مبكر جدا. |
Kalbi hala dayanıyor ama söylemek için çok erken. | Open Subtitles | نحن نعمل قلبه يقاوم بصعوبه لكن قريبا جدا ستتضح الأمور |
Korkarım, hayatımdaki bazı şeyleri çok geç bazılarını da çok erken yaptım. | Open Subtitles | أخشى أني فعلتُ أشياءً في حياتي متأخراً للغاية و أخرى مبكراً للغاية |
Seksle çok erken tanıştım. Herkesle yattım. | Open Subtitles | لقد اكتشف الجنس مبكرا جدا و مارسته مع الجميع |
Hiçbir şey için asla çok geç değildir ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için çok erken değil. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك مهمّا لم يفت الأوان بعد أو في حالتي, ليس مبكّر جداً لكي تكون من تريد أن تكون |
Bence kendini etiketlemen için daha çok erken. | Open Subtitles | أعتقد أنه من المبكر جدًا القفز من صانع التصنيفات. |
çok erken göçen bir hayat. Bir dakikan var mı? | Open Subtitles | حياة اخذت في وقت قريب جدا. هل لديك دقيقة واحدة؟ |
Korkunç bir kaza ile aramızdan çok erken ayrıldı. | Open Subtitles | وأم كانفة، سلبتها منّا حادثة مُروّعة قبل الأوان |