"çok eski bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • قديم جداً
        
    • قديم جدا
        
    • قديم للغاية
        
    • قديمة جدا
        
    • قديم لي
        
    • قديمة قديمة
        
    • قديمة للغاية
        
    • قديمة جداً
        
    • القديم جداً
        
    Dahası, bu çok eski bir devlet geleneği, devlet iradesi geleneği. TED والاكثر من هذا وهو تقليد قديم جداً يتعلق بالانشاءات الحكومية
    O çok eski bir aile dostu. Yardım isteğini geri çeviremezdim. Open Subtitles انه صديق للعائلة قديم جداً ولايمكننى ان ارفض طلبه للمساعدة
    Çok yeni bir şey gören çok eski bir tanrıydı. Open Subtitles حسناً، إنّه إله قديم جداً رأى شيء جديد جداً.
    Hanımefendi burası çok eski bir ev. Open Subtitles سيدتي ، هذا بيت قديم جدا
    Bu çok eski bir şarap. Open Subtitles هذا نبيذ قديم للغاية
    Demem o ki, iyi, samimi ilişkiler sağlığımıza ve mutluluğumuza yararlıdır mesajı, çok eski bir bilgeliktir. TED لذلك فالعبرة، العلاقات الوثيقة جيدة لصحتنا ورفاهيتنا، و هذه حكمة قديمة جدا.
    4Shbab ve "99" yepyeni görünüyor olabilir ama aslında bu çok eski bir gelenek. TED الآن، بينما تبدو "للشباب" و"التسعة وتسعين" جديدة وبراقة ، ففي الواقع هناك تقليد قديم جداً لهذا.
    Burası çok eski bir ev, herşey gıcırdıyor. Open Subtitles هذا بيت قديم جداً. الأشياء بتَصْرُّصر.
    Ölümcül lenf kanserine yakalanmış çok eski bir dostunun dertlerine son verdi. Open Subtitles لa صديق قديم جداً في الكثير مِنْ الألمِ بالسرطانِ اللمفاويِ الطرفيِ.
    Pekala, ben onun çok eski bir dostuyum, ve ben onu şey, ee, neredeyse... Open Subtitles حسناً, أنا صديق قديم جداً لها ولم أراها منذ أكثر...
    çok eski bir arkadaşımın açıklamak için çok uzun zaman uğraştığı gibi, ...hayat adil değildir. Open Subtitles وكما شرح لي صديق قديم جداً ... في وقت طويل جداً الحياة غير عادلة
    Bu çok eski bir soru. TED الآن، هذا سؤال قديم جداً.
    çok eski bir isim. Open Subtitles انه اسم قديم جداً كما تعلم
    çok eski bir han işletiyor. Open Subtitles كانت تملك نُزل قديم جدا
    Bu çok eski bir bina. Open Subtitles هذا مبنى قديم جدا
    Yani bu, çok çok eski bir rom. Open Subtitles و هكذا فهذا خمر قديم للغاية
    çok eski bir sanat. Bu 1797den bir resim. TED تعلمون ،هذه اللوحة قديمة جدا منذ عام 1797
    Pardon, Anthony, bu Peter, çok eski bir arkadaşımın oğlu. Open Subtitles أنا آسف، أنتوني، هذا بيتر، إبن صديق قديم لي.
    Bu ailemizin çok eski bir tarifidir. Open Subtitles حسنا، انها قديمة، وصفة عائلية قديمة قديمة.
    Bu, neredeyse 2000 yıl geriye giden çok eski bir öyküdür. Open Subtitles و هي قصة قديمة للغاية ترجع بنا . إلى ألفي عام مضت
    Bu tepkisinin, modern medeniyet nüanslarının değiştiremediği çok eski bir reaksiyon olduğu sonucuna varmıştır. TED واستنتج أن ردة فعله كانت ردة فعل قديمة جداً وغير متأثرة بالفروق الدقيقة للحضارة الحديثة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more