Yayılmış bir ayak gibi tekrar tekrar hareket ediyor -- çok etkili. | TED | الساق تعمل مرة أخرى وكأنها قدم بالنيابة فعالة جداً |
Yakın temaslarda kullanılır. çok etkili bir silah. | Open Subtitles | و يستخدم في القتال عبر مسافات قريبة سلاح فعال للغاية |
Aslında çok etkili tedavi yöntemleri mevcut. | TED | ولكن هناك علاج فعّال جداً. |
Herbiri belirli bir amaca ulaşmak için çok etkili şekilde tasarlanmıştır. | Open Subtitles | بالطّريقة نفسها تستخدم سمكة القرش آلة قاتلة. كل واحده صممت بطريقة فعالة جدا |
Dönüş yaparken sörf yapıyormuş gibi hissettik ve rüzgara karşı da çok etkili. | TED | حين كنا ندور، كان لدينا إحساس يشبه ركوب الأمواج، والطريقة التي يمشي بها في اتجاه الرياح كانت فعالة للغاية. |
Böyle bir şeyin eczanede satıldığını düşündüm çünkü çok etkili bir ilaç | Open Subtitles | لقد كنت أظن أن هذه تباع في الصيدليات لانها فعاله جداً |
çok etkili olup hedefinizi paranoyak bir panik Durumuna sokabilir. | Open Subtitles | أنه يمكنها أن تكون فعّالة وتقود الهدف إلى إنهيار جنوني |
New York'u bilirim. çok etkili olabilirim. | Open Subtitles | أنا أعرف نيويورك أستطيع أن أكون فعالةً جداً |
Doğru kullanılınca çok etkili bir silah. | Open Subtitles | ان استخدم بشكل صحيح ، يصبح سلاح فعال جداً |
Gerçekten de çok etkili bir kitle imha silahı. | TED | أنه سلاح قوي جداً من أسلحة الدمار الشامل. |
Michigan Üniversite'sinden yapılan bir araştırmaya göre bu tip oyunlar çok etkili birer ilişki geliştirme araçları. | TED | أظهرت دراسة حديثة من جامعة ميتشيغان أن هذه الألعاب تعتبر أدوات قوية بدرجة كبيرة لإدارة العلاقات. |
Böylelikle, çok etkili olacağını kanıtlayabilir. | Open Subtitles | في مثل هذا الوقت، هي يمكن أن تثبت لكي تكون أكثر فاعلية. |
Bu bileşimi içmek, onu kan dolaşımına karıştırmak için çok etkili bir yol değil. | Open Subtitles | بشرب هذا المركب، ليست طريقة فعالة جداً لإستيعابه في مجرى الدم |
Matematikte başarılı olmak bu kadar önemli olduğu için öğretmenler çok etkili yöntemler geliştirmiştir. | Open Subtitles | لأن النجاح في الرياضيات أمر هام جداً نجح الأساتذة في إيجاد أساليب فعالة جداً |
Neyse ki çok etkili bir ilaç geliştirdim. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنا قمت بتطوير دواء فعال للغاية |
- Çok ince iniş. - Hayır. Fakat çok etkili. | Open Subtitles | ـ جميل للغاية ـ كلا، لكن فعال للغاية |
çok etkili bir şey olmalı. | Open Subtitles | . لا بد أنه فعّال جداً |
çok etkili bir silah. | Open Subtitles | إنّه سلاح فعّال جداً. |
çok etkili olurdu, aşkım. | Open Subtitles | لهذا سوف تكون فعالة جدا يا عزيزي |
fakat tedavi yöntemlerimiz çok etkili olabilmekte. | Open Subtitles | لكن طريقة علاجنا ربما تكون فعالة جدا. |
Bu tarz bir uygulama bir çok depresyon vakasını tedavi etmekte çok etkili oldu. | Open Subtitles | في الواقع, أنها طريقة فعالة للغاية لمعالجة الإكتئاب الشديد |
Böyle bir şeyin eczanede satıldığını düşündüm çünkü çok etkili bir ilaç | Open Subtitles | لقد كنت أظن أن هذه تباع في الصيدليات لانها فعاله جداً |
ama savaşta çok etkili ve muazzam bir tahrip gücü var fakat kullanırken çok dikkatli olmalısınız savaşçılar... | Open Subtitles | لكن فى الحرب فهى فعّالة للغاية ولها قدرة تدميرية هائلة |
New York'u bilirim. çok etkili olabilirim. | Open Subtitles | أنا أعرف نيويورك أستطيع أن أكون فعالةً جداً |
Peacekeeper'lar bir Leviathan yakaladığında, hemen çok etkili bir uyku ajanını devreye sokarlar. | Open Subtitles | حين يأسر حفظه السلام ليفازين يضعون فوراً عميل نائم فعال جداً |
Buna 'Eş bulma' testi diyorlar ve bu çok etkili bir test. | Open Subtitles | "يطلق عليها أسم "أختبار المخطوبين و هو قوي جداً |
İşte ben buna sosyal bulaşma derim. Gerçekten de çok etkili ve aynı zamanda heyecan verici. | TED | هذا ما أسميه بالعدوى الاجتماعية، وهي حقاً قوية و مثيرة حقاً. |
Ve çok etkili. En etkilisi, Bay Adams, en etkilisi. Ve Rutledge. | Open Subtitles | أكثر فاعلية سيد (أدامز) أكثر فاعلية - (و (روتلج - |
İzin verirseniz protokol zigzag çizme olacak efendim. Kaitenlere karşı çok etkili olmaz. | Open Subtitles | عذراً، سنتحرك على شكل متعرج سيدي - (هذا لا يجعلنا منيعين أمام الـ(كايتن - |
Seni temin ederim ki, çok etkili olacak. | Open Subtitles | وانا اؤكد لك انه سوف يكون هائلاً |