| Böyle konularda bazı sınırlar yaparak bu sınırları geçmeyeceğimize emin olarak sorumluluk almayacağımızı düşünerek çok fazla zaman geçirdik ve ben artık böyle yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | قضينا الكثير من الوقت في خلق هذهِ الحدود ونتأكد من أن لا نقتصر في مسؤوليتنا ولا أريد العيش هكذا بعد الآن |
| Eğer Ukranya yemeklerine karşı bir tutkun geliştiyse, beraber çok fazla zaman geçirdik sanırım. | Open Subtitles | هل أصبحتِ تشتهين الطعام الاوكراني؟ إذاً أعتقد بأننا قضينا الكثير من الوقت معاً |
| Sanırım birlikte çok fazla zaman geçirdik. | Open Subtitles | أعتقد أننا قد قضينا الكثير من الوقت معًا |
| Bu leoparla çok fazla zaman geçirdik ve... ...onun bireyselciliğini belki birazda ileri giderek... ...onun kişisel karakterini... ...gittikçe daha iyi anladık. | TED | لقد قضينا الكثير من الوقت مع هذه الفهدة .. وتعرفنا على شخصيتها الفريدة ونمط تصرفاتها وكنا نعتبر احيانا تواصلنا معها رفيع المستوى .. |
| Dolapta çok fazla zaman geçirdik. | Open Subtitles | قضينا الكثير من الوقت في الخزانة |
| Noor, burada çok fazla zaman geçirdik. | Open Subtitles | "نور", لقد قضينا الكثير من الوقت هنا. |