Biri burada, öteki uzakta iken, bir ilişkiyi sürdürmek çok güç. | Open Subtitles | إنه من الصعب إبقاء علاقة قائمة بينما شخص هنا والاخر هناك |
Internette yazmanıın, çalışmanın ve internete bakmanın problemlerinden birisi derin değişimi modadan ayırmanın çok güç olmasıdır. | TED | أحد مشاكل الكتابة والعمل والنظر في الإنترنت هي أنه من الصعب الفصل ما بين الموضة والتغيير الجذري. |
Hatta bence, bizi mahvetmeyeceğini veya kendimizi mahvetmeyi bize aşılamayacağını düşünmek çok güç. | TED | وفي الواقع، أظنه من الصعب جداً أن نرى كيف أنها لن تدمرنا أو تلهمنا أن ندمر أنفسنا. |
Toz bulutundan neler olduğunu görmek çok güç. | Open Subtitles | يصعب رؤية ما يحدث تحت هذه السحب من الغبار. |
Açıklaması çok güç fakat bir çocuktan intikam almak istemiştik bu evi Greg Pikitis'ın sanmıştık ama... | Open Subtitles | يصعب تفسير ذلك ، ولكنا أردنا الإنتقـام من ذلك الصبي واعتقدنا أن هذا منزله |
Bunun adım adım bu şekilde nasıl evrildiğini hayal etmek çok güç fakat bu işleyişi tam anlamıyla gerçekten anlıyoruz. | Open Subtitles | ويبدو من الصعب جدا ان نتخيل كيف تطورت في سلسلة من الخطوات الصغيرة، ولكن في الحقيقة، نفهم تلك العملية بشكل جيد للغاية. |
Sevgili biriciğim, anladığın üzere sana bir şeyler karalamak çok güç. | Open Subtitles | عزيزي، أنت تعلم أنه صعب جداً عليّ أن أكتب لك |
Bir fikrim yok Rusty. Onun yaptığına inanmak çok güç. | Open Subtitles | لافكرة لدىّ يا رستى, من الصعب التصديق انها تستطيع ان تفعل ذلك |
İnsanın böyle her an düşündüğü bir şey üzerinde konuşamaması çok güç. | Open Subtitles | من الصعب عدم التحدث فى موضوع دائماً ما يشغِل بالك. |
Olayları değerlendirmek çok güç. | Open Subtitles | من الصعب جداً التكهَن بالوضع الأحداث تتطوَر بسرعة |
Liderlerimiz, bilirsin,ikna edilmeleri çok güç olabiliyorlar. | Open Subtitles | قادتنا من الصعب اقناعهم بهذا وانت تعلم بهذا |
Benim için buna inanmak çok güç. | Open Subtitles | انه من الصعب بالنسبة لي إلى الأذهان مع ذلك. |
Toparlamak çok güç. | Open Subtitles | من الصعب الحفاظ على الامور في نصابها الصحيح. |
6 kişinin kimse görmeden haklanmasına inanmak çok güç. | Open Subtitles | إنه من الصعب تصديق 6 أشخاص لحصولهم على معلومات لم يطلع عليه الناس. |
Bu kadar güzel bir şeyin tehlikeli olduğuna.... ..inanmak çok güç, O'Neill. | Open Subtitles | من الصعب أن أتخيل أن شيئا شديد الجمال قد يكون خطرا يا أونيل |
Bazen iki arada bir derede kalınca karar vermek çok güç olur. | Open Subtitles | أحياناً , يصعب ان تختار ما بين الشيطان والبحر الازرق العميق هكذا اذن؟ |
Sadece...buna inanmayı çok güç buluyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنّ هذا الأمر يصعب تصديقه لقد قال بأنّي أستحق عناء الإنتظار |
Nefes kartını bulmak çok güç çünkü alabilmen için karşılığında 40 kartın tamamını toplamış olman lazım | Open Subtitles | هذه البطاقة يصعب جدًّا نيلها لأنّها تُقايض مقابل الـ 40 بطاقة سحر أجمعين. |
Bu aşamayı önermem, bir kere gerçekleşirse, telafi etmesi çok güç olur. | Open Subtitles | أنا لا أنصح باتباع هذه المسارات لأنه بمجرد القيام بها يصبح من الصعب جدا التراجع عنها. |
Açıklaması çok güç. | Open Subtitles | صعب جداً أن أشرح لك. |
Hemen kemikli parmağımla bulmam çok güç. | Open Subtitles | هذا شيئ صعب لكن اصبعي عليه |
"Yürüyerek üç kilometre, çok güç, çok çetin." | Open Subtitles | أربع كيلومترات على الأقدام ما أصعبها، ما أصعبها |
çok güç kazandığım hakkında... | Open Subtitles | عن أنني أملك سلطة أكثر من اللازم؟ |