Annemle babamı aradım, beni almaya geldiler. çok havalı, değil mi? | Open Subtitles | لأن أبي و أمي قد أقلعوا بالطائرة ليأخذوني للبلد, رائع جداً |
Bence insanlar daha çok bayrağı çok havalı olduğu | TED | أعتقد أن الناس يحبون شيكاغو أكثر بسبب أن العلم رائع جداً. |
Elbette koca adam. Bu çok havalı be! | Open Subtitles | بالتأكيد ، أيها الرجل الكبير هذا رائع للغاية |
Ve Murphy'nin, yani babacığının çok havalı bir tacı vardı. | Open Subtitles | وميرفي، أعني الأب، كان لديه تاج رائع جدا. |
Okuldaki Debusey her öğle yemeğinde sofra duası okuyor ve Debusey çok havalı. | Open Subtitles | حسنًا، (ديبيوسي) بالمدرسة يصلي صلاة شكر كل وقت غداء و(ديبيوسي) فتى رائع حقًا |
Bunu düşünecek olursak bu çok havalı, değil mi? | Open Subtitles | ذلك رائع جداً عندما تفكرين به، أليس كذلك؟ |
Elbette. Gerçekten çok havalı. Buhar falan çıkıyor etrafından. | Open Subtitles | بالتأكيد سيكون رائع جداً يخرج البخار وكل شيء |
- Bu çok havalı duruyor. - Belki şu tavuk şeyiyle devam ederiz. | Open Subtitles | هذا يبدوا رائع جداً ربما نحن يجب ان نذهب مع موضوع الدجاج |
Bunda kıvılcımları gördüm. Çok, çok havalı. | Open Subtitles | لقد رأيت شرارة فى هذه المرة هذا رائع للغاية |
Bu çok havalı. | Open Subtitles | هذا رائع للغاية لا أصدق أنك كنت تعملين |
Senin çok meşgul olduğunu biliyorum inanılmaz bir hayatın olduğunu, ve sen çok havalı birisin. | Open Subtitles | -اعلم بأنك مشغول جدا -حياتك مذهلة،انت رائع للغاية |
Vav, bu çok havalı. | Open Subtitles | واو , ذلك رائع جدا |
Bu çok havalı! | Open Subtitles | ذلك رائع جدا ! قصدت أنها الجوهرة |
Okuldaki Debusey her öğle yemeğinde sofra duası okuyor ve Debusey çok havalı. | Open Subtitles | حسنًا، (ديبيوسي) بالمدرسة يصلي صلاة شكر كل وقت غداء و(ديبيوسي) فتى رائع حقًا |
Bu gerçekten çok havalı. | Open Subtitles | إنه أمر رائع حقاً |
Dört kamerayı kapattım, çok havalı. | Open Subtitles | I اغلاق أربع كاميرات، وهو حتى تبرد. |
Selam, ahbap. Evet, çok havalı. | Open Subtitles | أهلا يافتى , بالتأكيد , هذا رائع جدًا |
Şu Janet Jackson görünümlü kız var ya, hani salı gecesi hiç önemli değilmiş gibi kimono giyiyor, işte o, çok havalı. | Open Subtitles | ترتدي كيمونو ياباني في ليلة الثلاثاء وكأن الأمر عادي، إنها رائعة جداً. |
Bunu kullanarak çok havalı bir gösteri oluşturabiliriz. | Open Subtitles | ستكون صورة رائعة حقا لاننا استخدمناه |
Asıl koştuğum zaman çok havalı duruyor. | Open Subtitles | عندما أركض بها تبدوا رائعة للغاية |
Ama sen %100 cadısın. Bu çok havalı. | Open Subtitles | لكنكِ سحرة بنسبة مئة بالمئة، و هذا أمرٌ رائعٌ جداً. |
- Gözüme çok havalı görünürdün. | Open Subtitles | اعتقدت أنك كانت باردة جدا. |
Başkasına bu çok sinir bozucu gelebilir belki ama düşündüm de bu çok havalı. | Open Subtitles | للشخص الخاطئ، يُمكن أن يكون أمراً مُزعجاً، لكنّي فكّرتُ أنّه أمر رائع اليوم. |
Of, çok havalı be. | Open Subtitles | رباه، هذا يبدو رائعًا |
vurulursam ya da bıçaklanırsam, bu çok havalı olur. | Open Subtitles | إذا أصبح مطعون مضروب، هو بارد. مهما. أحصل على الفلم الجيد. |