Doğruluğu çok kesin olmayan ama pek çok insanın anlattığı bir hikaye vardır. | TED | هناك قصة، التي هي ليست مؤكد أنها صحيحة، لكن يرويها الكثير من الناس. |
Pek çok insanın yardımıyla bunların hepsi çok çabuk gerçekleşti | TED | وكل هذا حدث بشكل سريع بفضل مساعدة الكثير من الناس. |
Bir çok insanın başından geçmesi dolayısıyla birçok kişi tarafından anlaşılabileceğini düşündüğümüz iş görüşmesi örneğinde karar kıldık. | TED | ومن ثم قررنا أن الموقف الذي يتعلق بأغلب الناس لأن أكثر الناس يمرون به هو المقابلة الوظيفية. |
Ama pek çok insanın anlamadığı nokta şu | TED | لكن هناك ما لم يفهمه معظم الناس بخصوص الأوكسيتوسين. |
Şimdi, ister cesaret, ister ahmaklık de bir çok insanın yapmadığı şeyi yapmaya çalışıyorum o anı tekrar yakalamayı. | Open Subtitles | الآن, عبر الشجاعة أو عبر الغباء, انا فقط أحاول فعل ما الذي لا يفعله أغلب الناس. إعادة أحياء تلك الفرصة. |
- Bak, bir çok insanın buna bir cevabı vardır, | Open Subtitles | أترى، معظم النّاس يملكون إجابةً لهذا السؤال |
Ancak pek çok insanın tersine altyapının o kadar da önemli olmadığına inanıyorsanız güçlü bir hükümet sizin için o kadar da önemli değildir. | TED | وإذا كنت تعتقد بأن البنيات الأساسية غير ضرورية كما يعتقد الكثيرون, حينها ستؤيد فكرة وجود حكومة غير ديمقراطية. |
Pek çok insanın, olduğunu sandığı şey aslında şudur: | Open Subtitles | خطّ السير الذي يعتقد أكثر الناس فى حدوثه |
Ve daha çok insanın gelmesinden çok memnun, başarısızlığıma daha çok şahit.. | Open Subtitles | وهى سعيدة أن المزيد من الناس قادمون ليكونوا شهوداً عندما أفشل أنا |
Pek çok insanın hayatı kötü ama hepsi ışığa yöneliyor. | Open Subtitles | حياة العديد من الناس صعبة لكنهم لايزالون يختارون الحياة القويمة |
Pek çok insanın hayatı kötü. Ama hepsi ışığa yöneliyor. | Open Subtitles | حياة العديد من الناس صعبة لكنهم لايزالون يختارون الحياة القويمة |
İnanıyorum ki bir çok insanın [Michael Moore] şirketi düşündüğünde yaptığı hata [Filmyapımcısı Yazar] şirketlerin bize benzediğini düşünmeleridir. | Open Subtitles | انهم ليس لديهم روح للتوفير وليس لديهم قوة لإحتجاز الشئ. وأعتقد أن هذا الخطأ الذي يفعله كثير من الناس |
Neden bu kadar çok insanın tutuklandığını anlamaya çalışıyordum sadece. | Open Subtitles | أحاول فقط أن أفهم سبب اعتقال هذا العدد من الناس. |
Pek çok insanın beni, Jay'in parasının çektiğini düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ان كثير من الناس يظنون انني منجذبة الى جاي |
Bir çok insanın kafasında bu imaj vardır tütün yöneticileri özel jet uçaklarıyla dünya etrafında dolaşıp, paralarını sayarken kaz ciğeri ezmesi yerler. | Open Subtitles | أكثر الناس عندهم هذه الصورة في رؤوسهم عن المدراء التنفيذيين لشركات التبغ أنهم يترحلون في أنحاء العالم على الطائرات الخاصة، يأكلون المأكولات الباهضة |
hayatımı, pek çok insanın yaşamadığı şekilde yaşıyorum. | Open Subtitles | .أقدّرحياتيبطريقة. لا يقدرها أكثر الناس. |
Yani köpek balıkları bir çok insanın düşündüğü kadar tehlikeli değil. | TED | أسماك القرش ليست خطرة مثل مايجعلها معظم الناس أن تكون. |
Bu, yaşlanma riski altındaki pek çok insanın, hemen ya da daha yavaşça, artık koruma altında olduğu anlamına gelir. | TED | وهذا يعني أن معظم الناس الذين هم في خطر بسبب الشيخوخة ، سواء أكان الخطر اكثر او اقل استعجالا، هم الآن في وضع مَحْمِيّ. |
Vampir kelimesini duyan pek çok insanın aklına hemen bir tür ölümsüz, geceleri sokaklarda insan avlayıp kanlarını içmeye çalışan yaratıklar gelir. | Open Subtitles | حينما أغلب الناس يسمعوا كلمة مصاص دماء يستحضرون صورة بعض المسخ الغير الميت فورا ركض في الليل لمحاولة شرب دم إنساني |
Pek çok insanın göremediği bir yanımı seninle paylaşmak istedim. | Open Subtitles | أريدكِ أن تري جزءً مني أغلب الناس لا يعرفونه |
İşin aslı, bir çok insanın ömürleri boyunca edinebileceğinden çok daha fazla şeyi unutmuş olduğumu görüyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة، أعتقد أنّي نسيتُ بالفعل أكثر ممّا سيواجهه معظم النّاس . بحياتهم كلّها |
Şimdi, işte pek çok insanın duymadığı, heyecan verici bir gelişme. | TED | الآن، ها هو تطوّر مثير للغاية ربما لم يسمع الكثيرون منكم عنه. |
Pakistan'da çok insanın sakalı var. | Open Subtitles | على الناس فى باكستان أن يشكروا الله أنهم يحصلون على الخبز |