| Oh, burası cennet. Biz sadece büyük bir aileyiz. Ben çok mutluyum. | Open Subtitles | هذا المكان كـ النعيم نحن هنا كـ عائلة واحدة وأنا سعيدة جداً |
| Kendimi sınadığım için çok mutluyum. Kendimi biraz daha iyi tanıdım | Open Subtitles | .أنا سعيدة لأنّي اختبرت نفسي لقد صرت أفهم نفسي أكثر الآن |
| Bunun hakkında sizi bilgilendirme şansı bulduğum için çok mutluyum. | TED | لذلك أنا سعيد لحصولي على فرصة لأحدّثكم حول هذا الموضوع. |
| Seni seviyorum, babacığım. Artık dost olduğumuz için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا أحبك أبي، أنا سعيد جدا لأننا أصدقاء مقربون الآن |
| Kızımın hayatında senin gibi biri olduğu için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة جدا أن ابنتي لديها شخص مثلك في حياتها |
| 2017 itibariyle dokuz yıllık yoğun araştırmanın ardından şunu söylemekten çok mutluyum: artık polis soruşturmalarına katkı sağlayabiliyoruz. | TED | وأنا سعيدة للغاية بعد تسع سنوات من البحث المكثف، حيث في عام ٢٠١٧، استطعنا المشاركة في تحقيقات الشرطة. |
| Bilmiyorum hormonlarım yüzünden mi ama gerçekten çok mutluyum şu an. | Open Subtitles | لا أعرف إن ما كان هذا بتأثير الهرمونات ولكنني سعيدة جداً |
| Seninle bu şekilde açık konuşabildiğim için gerçekten çok mutluyum. | Open Subtitles | إنني سعيدة جداً لأنه أتيح لي الكلام بهذه الطريقة معك |
| Kadın: Öğrencilerim bu girişiminden dolayı çok mutluyum | TED | امراءة:أنا سعيدة جداً أن تلاميذي قاموا بهذه الحملة. |
| Oraya sağ salim vardığın için çok mutluyum. Ee, nasıl gidiyor? | Open Subtitles | حسناً ، أنا سعيدة أنكِ بأمان كيف تجري الأمور إذاً ؟ |
| O gülünç üniformayı artık giymen gerekmediği için çok mutluyum. | Open Subtitles | تعرف، أنا سعيدة لأنك لم تعد ترتدي ذلك الزي السخيف. |
| İçki olmadan ameliyat yapmak zorunda kalmadığımız için çok mutluyum. | Open Subtitles | . أنا سعيد جداً أننا لن نعمل بدون تناول شراب |
| Tekrar beraber olduğumuz için çok mutluyum. İçki ister misin? | Open Subtitles | أنا سعيد جداً لأننا أصبحنا معاً مجدداً، أتريدين احتساء شراب؟ |
| Seni seviyorum, babacığım. Artık dost olduğumuz için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا أحبك أبي، أنا سعيد جدا لأننا أصدقاء مقربون الآن |
| Evlendiğimiz için çok mutluyum, Pierre. | Open Subtitles | أنا سعيد جدا أننا متزوجين لبعضها البعض، بيير. |
| Leonard, seni seven ve önemseyen bir kadın bulduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | فصيل عبد الواحد. ليونارد، أنا سعيدة جدا أن كنت قد وجدت امرأة |
| - Şu anda ben çok mutluyum. - Bu an. | Open Subtitles | في هذه اللحظة ، انا سعيدة جدا هذه اللحظة |
| Bu kompartmanı bizim için ayarladığın için çok mutluyum. | Open Subtitles | سعيدة للغاية لأنك حصلت على هذه الحجرة لنا |
| O tepelerde dolaşma fırsatı bulduğum için çok mutluyum. - Yapma. | Open Subtitles | انا سعيد للغاية أن تسنّح لي أن أخذ قطعه من ذاك |
| "Londra'da yaptığın konuşmanı dinlediğim için çok mutluyum." | Open Subtitles | أنا مسرورة جداً لسماعك ذلك اليوم في لندن |
| Burada bulunduğum için çok mutluyum. Ve umarım takıma yardımım dokunur. | Open Subtitles | أنا مسرور لوجودى هنا وحسب آمل أن أستطيع مساعدة النادى |
| Şehrin güvenliği böyle emin ellerde olduğu için çok mutluyum. | Open Subtitles | يسعدني أن أعرف أن أمن الوطن في هذه الأيدي القادرة |
| Mutluydum. Seninle çok mutluyum ama diğer her şeyden sıkılmıştım. | Open Subtitles | كنت في غاية السعادة بك، وضجرة من كل شيء آخر. |
| Bugünleri gördüğüme çok mutluyum. Dünya o kadar değişti ki... | Open Subtitles | انا سعيدة لانني عشت الى هذا اليوم لقد تغير العالم |
| Homie, oyunu doğru filme verdin. Jüride olduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | هومر، لقد صوت لصالح الفيلم الصحيح أنا مسرورة لأنك في هيئة المحلفين |
| Seninle biraz daha konuşabileceğim için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدٌ جداً بأننا سنتفاعَل أكثر أنا و أنت |