O gece o sürüyordu çocuklar. çok net olarak hatırladım. | Open Subtitles | لقد كانت تقود في تلك الليلة , انا اتذكر بوضوح |
Bu gerçekleştiğinde küçük bir çocuktum, ama Ay'a nasıl indiğimizi çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | كنتُ مجرد طفلة عندما حدث هذا ولكني أتذكر بوضوح كيف هبطنا على القمر |
Geçenlerde petrol sanayine konuşuyordum, bu modeli çok net anladıklarını söyledim. | TED | كنت أتحدث مؤخراً مع قطاع صناعة النفط، وقلت أنهم يفهمون هذا النموذج بكل وضوح. |
Saatin sesini çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأنا أتذكر بشكل واضح جداً الساعة كانت تدق |
Evet, okul kuralları bu konu hakkında çok net. | Open Subtitles | حسناً، قواعد المدرسة واضحة جداً بشأن هذه الأمور |
ve bana çok net bir biçimde böyle duygusal hareketlerin böyle bir yerde sadece kendim için değil köleler için de tehlikeli olacağını söyledi. | TED | وشرح لي بوضوح أن إظهار المشاعر يُعد أمراً خطيراً في مكان كهذا، ليس خطراً علي فقط، بل عليهم أيضاً. |
HG: çok net görmenizi istiyorum, paranızı açacağım, ve içindeki oluşturduğumuz sırrı ortaya çıkaracağım. | TED | أريدك أن ترى بوضوح أنني سأفتح الورقة وسأكشف سراً بسيطاً قمنا بإنشائه. |
Dünya'nın, Güneş'in ve astreoitlerin boyutları büyük oranda abartılmıştır bu nedenle çok net bir biçimde görebilmektesiniz. | TED | كُبّرت أحجام الأرض والشمس والكويكبات كثيرًا لكي تتمكنوا من رؤيتها بوضوح. |
Bunu sıradaki resimde de çok net görebiliriz. | TED | ونستطيع أن نرى ذلك بوضوح شديد في اللوحة التالية |
Su damlacıklarını ve yüzen ayıların hareketlerini yakaladığımı ve sevimli yavruların annelerini takip ettiğini çok net hatırlıyorum. | TED | أتذكر بوضوح التقاط قطرات الماء وتحركها أثناء سباحة الدببة والصغار اللطفاء يتبعون أمهاتهم. |
Bunu çok net söyleyemem, çünkü benim için de net değil. | Open Subtitles | لم أعد أرى بوضوح لأن الأمر ليس واضحاً بالنسبة لي |
O zaman eminim uçup giderken, havadan çok net görebileceğiz. | Open Subtitles | إذاً أنا واثق أنه بإمكاننا رؤيته بكل وضوح بينما نطير من فوقه |
Sonra katilin oradan ayrılmasını izlerken kim olduğunu çok net gördüm. | Open Subtitles | وعندما شاهدت القاتل يرحل، رأيته بكل وضوح. |
Sizin de çok net görebileceğiniz gibi, Bluebell gerçekten model bir şehir. | Open Subtitles | الآن كما ترون بكل وضوح بلوبيل قرية حديثة |
Caddelerde yürüyüşümü çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأنا أتذكر بشكل واضح جداً مشيت في الشوارع |
Ben kendi sünnetimi çok net hatırlıyorum da o yüzden. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني أتذكر ختاني بشكل واضح جداً |
- Yapamam. Tek bildiğim orijinal taslağın bu konuda çok net olduğu. | Open Subtitles | كلاّ، جلّ ما أعرفه هو أنّ المخطوطة الأصليّة واضحة جداً بشأن هذه النقطة |
Haklı olsalar bile, çok ucuz oldukları konusu çok net değil. | TED | حتى لو انهم على الحق ، انها ليست واضحة جدا انها فعالة من حيث التكلفة. |
Evet cep telefonu görüntüleriyle çok net görüntü yakalanamıyor. | Open Subtitles | أجل، لا يمكننا الحصول على منظر واضح من صور الهاتف حتى |
Fakat, çok net ifade etmelisin. | Open Subtitles | لكن يجب أن تكون في غاية الوضوح |
Geminin kuralları çok net. | Open Subtitles | لائحة قوانين المركبة واضحة تماماً بهذا الشأن |
Don ile Chevy'i imzaladığımız günü çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر جيّدًا عندما وقّعنا أنا و(دون) مع "شيفي". |