Bu, kafa kafaya bir çarpışma için çok sıradışı bir durum. | Open Subtitles | هذه جروح غير عادية بالنسبة للرأس فى هذا التصادم |
Tamamen anlıyorum ama bu çok sıradışı bir durum... | Open Subtitles | أتفهم ذلك كليًا، ولكنها حالة غير عادية بالمرة |
Fakat bu anahtar resmi... çok sıradışı bir yolla çekildi. | Open Subtitles | لكن تلك الصورة مفتاح اتخذ... بطريقة غير عادية جدا. |
Son bir yıI içerisinde bu maddeden yaklaşık iki gram aldığını ve... üç ay önce çok sıradışı bir genetik geriye dönme hadisesi... yaşadığını yazdı. | Open Subtitles | انه خلال العام الماضي كنت تجرب حوالي اثنين غرام من هذا المخدر على نفسك وتعرضت الي حالة غير عادية جدا من الانحدار الجيني قبل نحو ثلاثة أشهر. |
..buna monte ettim. çok sıradışı bir devre oldu. | Open Subtitles | هي مستعملة ولها دوائر غير عادية |
Sayın hakim, bu çok sıradışı bir dava. | Open Subtitles | سعادتكم، هذه قضية غير عادية |
O çok sıradışı bir kadın. | Open Subtitles | هي امرأة غير عادية |