...birden kıvırçık saçlı, başında şapkası olan, çok yakışıklı bir adam belirdi. | Open Subtitles | حينها ظهر ذلك الرجل الوسيم بشعره الاسود المجعد تحت قبعته رجل وسيم جداً |
Bu çok kötü oldu. Eskiden çok yakışıklı bir adamdım. | Open Subtitles | هذا سيئ جداً, لقد كنتُ رجل وسيم جداً |
O çok yakışıklı, bir nevi gümüş bir tilki, ve fazlasıyla da zengin. | Open Subtitles | إنه وسيم جداً... جذّاب كبير في السن بعض الشيء... وفاحش الثراء |
çok yakışıklı bir Danuasın. | Open Subtitles | أنت شيء وسيم جدا, هل تعرف هذا؟ |
çok yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | أنت رجل وسيم جدا |
çok yakışıklı bir adam komada yatıyor ve buna birisi sebep oldu. | Open Subtitles | رجل وسيم جدًا في غيبوبة، وشخص ما تسبب في ذلك |
çok yakışıklı bir adam! | Open Subtitles | ! إنه وسيم جدًا |
Kendisi çok yakışıklı bir Rus'tu. | Open Subtitles | "كان "روسي و وسيم للغاية |
- O çok yakışıklı bir polis. Öyledir. | Open Subtitles | شرطي وسيم للغاية - بالتأكيد - |
İltifat. çok yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | أنها مجاملة، أنت شخص وسيم جداً |
Bu çok yakışıklı bir cerrah. | Open Subtitles | أي جرّاح وسيم جداً. |
Ve sen de çok yakışıklı bir adam olmuşsun. | Open Subtitles | وأنت، أنت أَصْبَحتَ a رجل وسيم جداً. |
Baban çok yakışıklı bir adammış. | Open Subtitles | ابوك كان شاب وسيم جداً |
Evet. çok yakışıklı bir erkek. | Open Subtitles | بلى، إنه رجل وسيم جداً |
çok yakışıklı bir adam. | Open Subtitles | إنه رجل وسيم جدا |
Diyorum ki, çok yakışıklı bir oğlan Ha Ni'ye çıkma teklifi etmiş. | Open Subtitles | بكل هذا ، رجل وسيم (جدا إعترف إلي (ها ني |
"çok yakışıklı bir adamsın ama fazlasıyla eski kıyafetler giyiyorsun." | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting\fs35\pos(190,230)}أنت رجل وسيم جدًا {\fnArabic Typesetting\fs35\pos(190,230)}الذي يرتدي قميص قديم جدًا |