"çok yaygın" - Translation from Turkish to Arabic

    • شائع جداً
        
    • شائع للغاية
        
    • شائع جدا
        
    • الشائع جداً
        
    • هي حالة شائعة
        
    • متفشية
        
    • شائعة جدا في
        
    • شائعٌ جداً
        
    • لأنه منتشر
        
    • أمر شائع
        
    Bu, dünya çapında çok yaygın, fakat biz aşk için yaratıldık. TED إنه أمر شائع جداً في جميع أنحاء العالم ولكن خلقنا لنحب.
    Doğu tarafında bu tip saldırıların çok yaygın olduğunu söylediler. Open Subtitles لقد قيل لي أن هجوم هذا النوع من العصابات أمرٌ شائع جداً على الجانب الشرقي منك
    Farklı biri o. çok yaygın bir isimdir. Open Subtitles لذا كان عليك مواساتة بدلاً من الذهاب الى العشاء معى انا و والداى ؟ هذا شخص اخر انة اسم شائع للغاية
    Tabii ki bu biraz komik ama ciddiyete geri dönersek, intihar fikri beyin travması yaşanan durumlarda çok yaygın. TED بالطبع من المفترض أن يكون مضحكا، ولكن بكل جدية، التفكير في الانتحار هو أمر شائع جدا مع إصابات المخ الناجمة عن صدمات.
    Ayrıca, kendini kaybetmek ajanlarda çok yaygın bir şey. Open Subtitles إلى جانب ذلك ، من الشائع جداً أن يفقد العملاء أعصابهم
    çok yaygın bir yan etki, tedavisi kolay. Open Subtitles هي حالة شائعة إلى حد كبير، سهلة العلاج
    Dergide virgül hatalarının çok yaygın olduğunu söyledi. Open Subtitles على ما يبدو القضية كانت متفشية بأخطاء الفواصل
    G-kuvvetinin pozitiften negatife hızlıca dönüşmesi boyun incinmesine, baş ağrısına, sırt ve boyun ağrısına sebep olabileceğinden eski heyecan yolculuklarında çok yaygın olan hız ve yöndeki aşırı değişimlerden kaçınıyorlar. TED ومنذ انتقال سريع من إيجابية إلى سلبية قوة G-force يمكن أن يؤدي إلى الاصابة والصداع وآلام الظهر والرقبة يتجنبوا التغييرات المتطرفة في السرعة والاتجاه شائعة جدا في جولات التشويق من العمر.
    Kendini yeniden yarattı ve bu tür yolculuklar El-Kaide, IŞİD ya da diğer uluslararası silahlı gruplara giren gençler arasında gerçekleşen çok yaygın bir deneyim. TED وأعاد تشكيل نفسه، هذا النوع من المسيرات الشخصيّة شائعٌ جداً للشباب نساءً ورجالاً الذين أصبحوا مشاركين في تنظيم القاعدة أو تنظيم الدولة الإسلامية أو الجماعات المسلحة العالميّة الأُخرى.
    Fakat bu tepkilerden biri, özellikle rahatsız edici nedeni ise çok yaygın olması TED ولكن واحد منهم مقلق بعض الشيء، فقط لأنه منتشر.
    Bu tedavi sürecinde çok yaygın bir tepkidir. Open Subtitles هذا رد فعل شائع جداً في العملية العلاجية
    İlginç değil çünkü çok yaygın. TED أنه ليس مثيراً لأنه شائع جداً.
    Az gelişmiş ülkelerde çok yaygın. Open Subtitles هذا شائع جداً بدول العالم الثالث
    çok yaygın bir isim. Open Subtitles إنه إسم شائع جداً
    çok yaygın. Bu sene dört erkekte oldu. Open Subtitles هذا شائع للغاية انا اعرف اربعة رجال تعرضوا لها هذا العام
    Gurur çok yaygın bir yanılgı, aslında. Open Subtitles الكبرياء سبب شائع للغاية للسقوط بحسب رأيي
    Monica Moore çok yaygın bir isim. Open Subtitles مونيكا مور هو إسم شائع للغاية
    Teğmen, "Mahmoud" Afganistan'da çok yaygın bir isimdir. Open Subtitles أيها الملازم.. هذا الاسم شائع جدا في أفغانستان
    demiştir. Teknoloji dünyasında bu çok yaygın. TED هذا شيء شائع جدا في عالم التكنولوجيا.
    Unutmayalım, milyonda bir tanıdır, eğer bu bir ailede iki kez çıkmışsa o ailede çok yaygın demektir. TED تذكروا أنه وفي واحد من أصل مليون تشخيص، إذا وجد المرض في شخصين في العائلة الواحدة، سيكون حينها المرض بمثابة الشائع جداً في تلك العائلة.
    Evlat edinilen çocuklarda bu çok yaygın. Open Subtitles يسمى "مُتلازمة غير مُستقرة". من الشائع جداً في الأطفال الذين تم تبنيِهُم.
    çok yaygın bir durumdur. Open Subtitles هي حالة شائعة جدا.
    Maalesef bunu takmalısın. Kolera burada çok yaygın. Open Subtitles لابد أن تفعلي، الكوليرا متفشية هنا
    Belki birazcık soyuta kaçıyorum ama, bu bir çeşit -- eğer çizgi roman kahramanlarımıza dönersek -- bu bir çeşit evren, veya farklı bir evren anlayışı ve ben bu anlayışın gelecekte çok yaygın olacağını düşünüyorum -- bioteknolojiden maddelerin birleşmesine kadar. Bill Joy'u duymak gerçekten müthişti. TED ربما أنا أكون بهذا تجريديا قليلا، لكن تعلمون، هذا نوع من -- عودة إلى شخصيات الرسوم الكرتونية -- هذا نوع من الكون، أو نظرة مختلفة للكون أعتقد أنها ستكون شائعة جدا في المستقبل -- من تكنولوجيا الأحياء إلى تجميع المواد. كان رائعا الاستماع بيل جوي.
    Depresyonu ele almaya karar verdik. Depresyonu ele almamızın sebebi, onun çok yaygın olmasıydı ve bildiginiz gibi, depresyonun ilaçla tedaviden psikolojik tedaviye ve hatta elektroşok tedavisine kadar bir çok tedavi yöntemi var, fakat hala milyonlarca depresyonlu hastanın, yüzde on ila yüzde yirmisi bu tedaviye cevap vermiyor ve biz de bu hastalara yardım etmek istiyoruz. TED و قررنا أن نعمل على الاكتئاب و السبب لأنه منتشر جداً و كما تعلمون، هناك الكثير من العلاجات للاكتئاب بالأدوية و العلاج النفسي، حتى بالتشنجات الكهربائية، لكن هناك الملايين من الناس و لايزال هناك 10% إلى 20% من مرضى الاكتئاب الذين لا يستجيبون للعلاج، و هؤلاء المرضى هم الذين نريد مساعدتهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more