Dünya hâlâ varken seninle hiç takım olmamamız çok yazık. | Open Subtitles | من المؤسف أننا لم نشترك سوياً بينما تواجد هذا العالم. |
En sonunda kendini de asacağın kadar ipin olmaması çok yazık. | Open Subtitles | من المؤسف إنه لم يكن ثمة حبل كافٍ لتشنقي نفسك به |
O zaman senin son kullanma tarihini bilmiyorum. çok yazık. | Open Subtitles | أي أنك لا تعلم تاريخ انتهاء صلاحياتك هذا مؤسف لك |
çok yazık efendim, zira mahkemeniz süresince 'sersemce iyimserlik' kartını oynamayı planlıyordum. | Open Subtitles | هذا مؤسف, سيدي, لأني كنت أخطط لألعب ورقة التفاؤل الغبي بكل قوةٍ خلال المحكمة. |
çok yazık, Nakagimi. Bugün Nigata'yı göremeyeceksin. | Open Subtitles | ياله من أمر مؤسف عزيزتي ناكيامي اليوم لن نستطيع أن نشاهدَ الجزيرة. |
Çok iyi bir jimnastikçisin ve ölürsen çok yazık olur. | Open Subtitles | أنتِ لاعبة جمباز جيّدة جداً وسيكون من العار أن تموتي |
Seni çok özlemiştim Ray. çok yazık. Seninle iyi dost olabilirdik. | Open Subtitles | سأفتقدك حقاً يا راي يا للأسف لم نعد أصدقاء |
çok yazık. | Open Subtitles | لم يقم أحدٌ برميه ولا مرة واحدة يا للعار |
Erkenden gitmen çok yazık arkadaşın bay Manningcroft'la çok ilginç bir konuşma yapıyorduk | Open Subtitles | من المؤسف بأنكِ مضطرة للذهاب كان لديّ حديث شيق مع صديقك |
Bu kadar tatlı birinin politikayla kafasının karışmış olmasına çok yazık. | Open Subtitles | من المؤسف أن واحدة جميلة مثلك تكون متحيرة بالسياسة |
Diğerleriyle kalmamanız çok yazık, Bay Solo. Yine de... | Open Subtitles | من المؤسف أنك لن تبقى مع الآخرين يا سيد سولو |
çok yazık oldu. Hatunun memeleri de bayağı güzeldi. | Open Subtitles | هذا مؤسف جداً فقد كان لديها صدر جميل جداً أيضاً |
çok yazık. Bir daha böyle bir vakaya muhtemelen yıllar sonra anca rastlarız. | Open Subtitles | هذا مؤسف ربما ستسغرق أعوام قبل أن نرى واحدة أخرى |
çok yazık. Marangozluktan A almıştım. | Open Subtitles | هذا مؤسف للغاية، حصلتُ على درجة ممتـاز في النّجارة |
Meslek olarak bunu yapamaman çok yazık. | Open Subtitles | أمر مؤسف أنك لا تستطيع القيام بذلك لكسب لقمة العيش |
Birçok insan için öğrenimin lise veya yüksek öğrenimden sonra bitmesi çok yazık. | TED | من العار أن الكثير من الناس، يتوقف تعليمهم بانتهاء المرحلة الثانوية أو بانتهاء فترة الجامعة. |
Oh, çok yazık, çünkü gerçekten başlamayı iple çekiyordum. | Open Subtitles | يا للأسف لأنني كنتُ أتطلع حقًا إلى البدء بكِ |
çok yazık. Bu kadar yaklaştık ama başaramadık. | Open Subtitles | يا للعار , نقترب جدا ولا نعمله |
çok yazık. Ümit verici bir kariyeri elinin tersiyle bir kenara attın. | Open Subtitles | ياللأسف ,لقد ضيعت من يدك مستقبل واعد |
Sahibinin mağrur ve huysuz bir adam olması çok yazık. | Open Subtitles | ياله من شيء مؤسف اذن، بان يكون مالكة شخصا متكبرا وغير مرغوب. |
- çok yazık. Hayatının en iyi yıllarını evli bir adama harcıyorsun. | Open Subtitles | هذا عار عليك ، انتِ تهدرين سنوات عمرك على رجل متزوج |
çok yazık. Benimki bitmedi. | Open Subtitles | حسناً , هذا سيئ جداُ , لم ينتهي مني الوقود |
çok yazık! Burası için çok şey yaptığını söylüyorlar. | Open Subtitles | يا له من عار ، يقولون فعل الكثير لهذا المكان |
çok yazık çünkü muhallebiden bile daha tatlı olabilirdi. | Open Subtitles | هو سيئ جداً ، هي يمكن أن تكون كطاسة حلوى |
Daha fazla kalamamamız çok yazık. | Open Subtitles | من المؤسف أنه لا يمكننا البقاء لوقت أطول. |