Üç tane çukulata ezmesi paketleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكننا الحصول على 3 موس شوكولاتة للخارج؟ |
Toz içinde erimiş çukulata. | Open Subtitles | شوكولاتة ذائبة على الطبق |
Ev işlerinizi yapıp, çukulata atıştıracaksınız, çocuğa bakarken de 5-6 kilo alırsınız artık. | Open Subtitles | ستقومين بشغل البيت ، تأكلين الشوكولاته وتعتنين بالطفل ، وسيزيد وزنُك 50 أو 60 باوند |
Sıcak çukulata dediğin güzel olur. | Open Subtitles | و الشوكلا الساخنة من المفترض أن تكون جيدة. |
3`ün üzerine çukulata gelmiş. 8 gibi görünüyordu. | Open Subtitles | كان بعض الشوكولاتة على رقم 3 فبدا كأنه 8 |
Botlara karşılık sigara. Bazı parçalar için çukulata. Hayır. | Open Subtitles | سجائر مقابل احذية و الشيكولاتة مقابل قطع غيار |
Patates çipi, çukulata çipi... Neden Bahsettiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | شريحة بطاطس شريحة شيكولاتة لا أعرف عن أي شيء تتحدثين |
Biraz çukulata bırakmıştım. Şimdi ister misn? | Open Subtitles | لقد احتفظت بقطعة شوكلاته هل تريدينها الآن؟ |
Ertesi sabah, bir politikacıyla röportaj yaptım, gerçek bir çukulata suratlıyla. | Open Subtitles | الصباح التالي , قابلت سياسياً بوجه شوكلاتي اصيل |
İçinde 10 çukulata parçacığı var. | Open Subtitles | انها عشرة رقائق شوكولاته ، بالضبط عشرة |
Korkma. çukulata. | Open Subtitles | لا تقلق هذه شوكولاتة |
Onun çukulata olduğunu söylediğini sandım. | Open Subtitles | ظننتُكَ قلتَ إنّها شوكولاتة |
Evet,çukulata,evet! çukulata demek istedim. | Open Subtitles | أجل، شوكولاتة عنيتُ شوكولاتة |
Bu çukulata! | Open Subtitles | إنّها شوكولاتة |
Bu çukulata! | Open Subtitles | شوكولاتة |
ballı ekmek, çukulata tatlısı. | Open Subtitles | فطائر العسل كورن فليكس الشوكولاته, وغيرها |
Kahve makinasından sıcak çukulata ve bilumum içeceklerle harika bir ziyafet çekebiliriz. | Open Subtitles | يـُمكننا أن نـخانق بعض على آلة بيــع الشوكولاته والمشروبــات الغــازية |
Sırf sıcak çukulata da değil. Onu sadece örnek verdim. | Open Subtitles | ليس الأمر حول الشوكلا الساخنة ذلك كان مثال فقط. |
-Sana neden çukulata verdiği belli oldu, Harry. | Open Subtitles | بالطبع فهو أعطاك الشوكولاتة فى وقتها |
hayır demek istiyorsun, ama bu çukulata tadına ihtiyacın var. | Open Subtitles | تريد الرفض لكن تحتاج لتلك الشيكولاتة الرائعة |
Tatlı kız kardeşim Gina için magazin, çukulata ve Amerikan şampuanı. | Open Subtitles | ولأختي الحلوة جينا مجلات . شيكولاتة . |
Annem de çukulata canavarı olduğumu söyler. | Open Subtitles | أمي تقول أنني وحش شوكلاته |
Ertesi sabah, bir politikacıyla röportaj yaptım, gerçek bir çukulata suratlıyla. | Open Subtitles | الصباح التالي , قابلت سياسياً بوجه شوكلاتي اصيل |
Hayır, tatlım, bu çukulata değil. | Open Subtitles | لا حبيبتي أنه ليس شوكولاته |