Sadece bir çuvala iki delik delmem gerekseydi bundan daha iyi delerdim. | Open Subtitles | إن كان علي عمل فتحة في كيس لكنت قطعتها أفضل من هذا |
Onu bir çuvala koyup, çuvalı bir nehire atıp nehiri de uzaya fırlatmak istiyorum. | Open Subtitles | ..أود أن أضع هذا الصغير النذل في كيس .. ومن ثم ارمي ذلك الكيس في النهر وأوجه ذلك النهر إلى الفضاء |
Neden bu kadınları, bir çuvala koyup.. | Open Subtitles | لماذا لا تأخذ فقط هؤلاء النساء, وتضعهم في كيس خيش |
Ben çuvala girmeden önce sen girmelisin. Tamam mı? | Open Subtitles | عليك أن تدخل بهذا الكيس قبل أن أدخل أنا ,حسنا؟ |
Ama Edith'in yerine Ted çuvala girerse... Bu bütün konsepti bozar... | Open Subtitles | لا.لكن إذا دخل تيد الكيس بدلاً من إديث.. |
Tek başına maskeli bir soyguncu bir çuvala doldurarak yaklaşık 2 milyon doları... Landsdowne Hipodromu bürolarından aldı. | Open Subtitles | مبلغ إثنين مليوناً من الدولارات فى جوال من مكاتب نقود الرهان |
Bir çuvala tıkılıp, büyülü bir yere atılmak en sevdiğim şeydir. | Open Subtitles | أجل يطيب لي رمييّ في شِوال ثم إلقائي ببوابة سحرية |
Tabii, evlat. Yeter ki şu çuvala para koy. | Open Subtitles | بالتأكيد ايها الطفل ، ضع المال بالحقيبه |
Tanrı şahidim olsun, eğer o şey ağlamayı kesmezse, onu bir çuvala koyup, eşek sudan gelinceye kadar döverim. | Open Subtitles | أقسم إن لم يتوقف ذلك الشيء عن البكاء سأضعه داخل كيس و أرميه عند حظيرة |
Çıkaran annesi onu çuvala koyup denize atmak yerine onu doğuran annesi. | Open Subtitles | في الحقيقة، مهبل أمي هو الذي ولده، وفي المقابل تضغيه في كيس وترميه بالبحر، |
Hem de, ne kafasına vurarak, ne de onu bir çuvala tıkıştırarak. | Open Subtitles | بدون ان يضربها على رأسها ويحشيها في كيس من الخيش |
Sanki ondan çalıyormuşsun gibi mi? Yoksa gururunu bir çuvala koyup köprüden atıyormuşsun gibi mi? | Open Subtitles | أو كأنّكَ تضعُ كبرياءكَ في كيس خيش و ترميه من أعلى جسر؟ |
Sonra bir çuvala koyup onu nehre attı. | Open Subtitles | هي ثمّ وَضعتْه في كيس وتَخلّصَ منه في النهر. |
Yaramaz çocukları çuvala koyar ve sonra kahvaltıda yermiş. Tabii ki sadece küçükleri korkutmak için bir masal. | Open Subtitles | يضع الأطفال الفاسدين في كيس ويأكلهم على الإفطار |
Elinizdeki silahları çuvala doldurun. | Open Subtitles | إنهم يحملون أسلحة جانبية ضعوها فى داخل هذا الكيس |
Ben uşak değilim. - Mızrak çuvala sığmaz, sen bir uşaksın. | Open Subtitles | إننى لست خادماً - أنت لا تفعلها فى الكيس - |
Edith'in yerine Ted çuvala girsin ve İngilizce konuşsun! | Open Subtitles | -حسنا بدلاً من دخولها في الكيس و التكلم بالإنجليزية, تيد |
Lütfen Bay Himmel, sadece şu çuvala girin. | Open Subtitles | رجاءً يا سيد هيمل إدخل إلى الكيس |
Çocuğun birini bacağından tutup bir çuvala geçiriyormuş. | Open Subtitles | ممسكاً بشاب من قدمه ويقوم بحشره داخل جوال. |
Bir çuvala tıkılıp, büyülü bir yere atılmak en sevdiğim şeydir. | Open Subtitles | يطيب لي رمييّ في شِوال ثم إلقائي ببوابة سحرية |
- Buttman? çuvala mı? | Open Subtitles | بالحقيبه ؟ |