Bak, sevgilim, neden bir kaç arkadaşını arayıp, öğlen yemeğine gitmiyorsun? | Open Subtitles | اسمعى يا حبيبتى, لماذا لاتصحبين احدى صديقاتك للغداء بالخارج ؟ |
Bana öğlen yemeğine gittiğini söyledi ama sen evdeydin. | Open Subtitles | قالت انك خرجت للغداء وانت كنت بالمنزل طول الوقت |
Herkes gülümseyerek selam veriyordu, içecek ikram ediyordu veya öğlen yemeğine bizi evlerine çağırıyorlardı. | TED | كان الجميع يحيينا بالابتسامة، ويقدمون لنا مشروبًا أو يدعوننا إلى منازلهم لتناول الغداء. |
Ofise gidip onu öğlen yemeğine davet etmelisin. | Open Subtitles | , اذهبي إلى المكتب و اطلبي منه أن يرافقكِ لتناول الغداء |
Siz kadınlar, öğlen yemeğine bayılırsınız, değil mi? | Open Subtitles | أنتن أيها السيدات، تعشقن تناول الغداء كثيراً أليس كذلك؟ |
Bekle, bekle, bekle, düşünüyorum da, neden öğlen yemeğine gelmiyorsunuz | Open Subtitles | إنتظر ، إنتظر ما كنت أفكر به هو لمَ لا تأتي على الغداء |
Akşam yemeğinde yarın öğlen yemeğine çıkar ve babana doğumgünü hediyesi alırız demiştin. | Open Subtitles | العشاء أنت قلت أننا سنخرج للغذاء غدا و سنشتري هدية عيد ميلاد والدك |
öğlen yemeğine dışarı çıkarız diye düşündüm, değişiklik olurdu.Bugün Noel. | Open Subtitles | ظننتُ أننا سوف نذهب للغداء في الخارج على سبيل التغيير, إنه عيد الميلاد. |
Sizi ve Bay Bonesteel'i masamda bir öğlen yemeğine şahsen davet etmek istedim. | Open Subtitles | لقد أردتُ دعوتكما شخصياً للإنضمام إليّ على طاولتي للغداء. |
Birdaha asla öğlen yemeğine eve gelmem ben. | Open Subtitles | لن اعود للغداء فى المنزل ثانيه |
Fransız Vogue'dan Talia ile öğlen yemeğine hazırlanıyorum. | Open Subtitles | انني فقط احضر نفسي للغداء مع "تاليا" من مجلة "فوغ" الفرنسية |
Kahretsin. İş ortaklarımla öğlen yemeğine çıkmak zorundayım. | Open Subtitles | تباً , علي أن أذهب للغداء مع شريكي عمل |
öğlen yemeğine 16 misafir gelecek. | Open Subtitles | لديّ 60 إمرأة في طريقهم إلى هنا لتناول الغداء. |
Telefon edip öğlen yemeğine buluşmayı teklif edeceğim. | Open Subtitles | سأتصل به وأقترح عليه . أن نلتقي لتناول الغداء |
Birkaç yıl önce beni öğlen yemeğine davet etmiştin. | Open Subtitles | منذ عدة سنوات قد دعوتني لتناول الغداء |
Birkaç yıl önce beni öğlen yemeğine davet etmiştin. | Open Subtitles | منذ عدة سنوات قد دعوتني لتناول الغداء |
Siz kadınlar, öğlen yemeğine bayılırsınız, değil mi? | Open Subtitles | أنتن أيها السيدات، تعشقن تناول الغداء كثيراً أليس كذلك؟ |
öğlen yemeğine gitmek istiyorsan, yemek yeriz. | Open Subtitles | أنت تريدين تناول الغداء سنتاول الغداء |
Bak, canım, yakında öğlen yemeğine gel. | Open Subtitles | زرنا على الغداء قريباً، اتصل بي |
Yarın öğlen yemeğine çiftliğe gelmemizi istiyor. | Open Subtitles | يريدنا أن نأتي للمزرعة غداً على الغداء |
Akşam yemeğinde yarın öğlen yemeğine çıkar ve babana doğumgünü hediyesi alırız demiştin. | Open Subtitles | العشاء أنت قلت أننا سنخرج للغذاء غدا و سنشتري هدية عيد ميلاد والدك |
Yarın öğlen yemeğine çıkıp baban için doğumgünü hediyesi almalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نخرج للغذاء غدا و نشتري هدية عيد ميلاد والدك |
Evet, ama öğlenleri öğlen yemeğine de gideriz demiştik. | Open Subtitles | أجل، فعلنا ذلك، ولكننا اتفقنا على أن نحظى بالغداء وقت الغداء |