Bunların hepsini yaptım, çünkü öğrencilerimin kendileri olarak en iyi olmaları için çevrelerindeki herkesin onları desteklediğini bilmelerini istedim. | TED | وقمتُ بعمل كل ذلك لأنني أردتُ من طلابي أن يعرفوا بأن الجميع من حولهم يدعمهم ليكونوا من أفضل الناس، |
öğrencilerimin de buna bayılacaklarına emindim, ama yanılmıştım. | TED | كنت متأكدًا جدًّا أن طلابي سيحبون ذلك، لكنّي كنت مخطئًا. |
öğrencilerimin bunun bir tatbikat olmadığını anladığımız andaki korku dolu yüzlerini hatırlıyorum. | TED | أتذكر وجوه طلابي الخائفة عندما علمنا أنه لم يكن تدريب وقاية من حريق. |
Ama yavaş yavaş öğrencilerimin hiç birşey öğrenmiyor olabileceği gerçeğini ürkütücü bir şekilde anlamaya başlıyorum. | TED | و لكني تدريجياً بدأت ادرك برعب، أن تلاميذي ربما لم يتعلموا شيئاً. |
öğrencilerimin daha vicdanlı olmalarını beklerdim ama şu ana dek öne çıkan olmadı. | Open Subtitles | تمنيت أن يكون لطلابي ضمير جيد لكن لحد الآن لم يأتي أحد بالمقدمة |
Eski günlerde, seçilmiş öğrencilerimin katıldığı yemekli partiler düzenlerdim, gelmek ister miydin? | Open Subtitles | انصت بنيّ ، في الأيام الغابرة كنتُ معتاداً على اقامة حفل عشاء ، للطلاب المختارون. أتودّ المجيء ؟ |
öğrencilerimin bir sahilde yürür yürümez, bir çöp yığınlarına rastlamaları uzun sürmüyor. | TED | ولم نستغرق وقتا طويلا حتى بدأ تلامذتي بالتجول على الشاطئ والتعثر بأكوام من القمامة. |
Bu sefer ona öğrencilerimin yapmış olduğu başka projelere ait bir takım videolar gönderdim. | TED | وفي هذه المرة أرسلت له عددًا من مقاطع الفيديو من مشروعٍ آخر قام به طلابي. |
Kuzey Karolina Üniversitesi'nde öğrencilerimin yaptığı yapılara bakın. | TED | و تنظر الى التركيبات التي قد يصنعها طلابي في جامعة كارولينا الشمالية. |
öğrencilerimin sorunları var: Hayal bile edemeyeceğiniz sosyal, duygusal ve ekonomik sorunlar. | TED | يُواجه طلابي مجموعة من المشاكل: مشاكل إجتماعية وعاطفية واقتصادية لم تخطر على بالك قطّ. |
Lütfen öğrencilerimin, akılları ve elleri ile tanışın. | TED | أرجوكم اطلعوا على إبداع أيدي وعقول طلابي. |
Programımı öğrencilerimin hayatları, tarihleri ve kişilikleri üzerine belirledim. | TED | ركزتُ تعليمي على حياة وهوية وتاريخ طلابي. |
öğrencilerimin konuşmasını dinledikçe kaç öğrencimin Abby gibi varsayımları olduğunu merak etmeye başladım. | TED | ومع مشاهدة طلبتي يخوضون النقاش فعلًا، بدأتُ أتساءل كم عدد طلابي ممن لديهم هذه الافتراضات مثل آبي. |
Sahip olduğum problemin öğrencilerimin kafa yapısının dünyanın öğretmenlerinin doğduğu yıldaki durumuna karşılık geldiğini gördüm. | TED | خلاصة هذه التجربة هي أن رؤية طلابي للعالم تتطابق مع الواقع الحقيقي للعالم في السنة التي ولد فيها اساتذتهم |
Neden öğrencilerimin kopya çektiğini düşündüğünüzü bilmeye hakkım var sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أن لدي الحق في معرفة لماذا تعتقدون أن تلاميذي قد غشوا. |
Susmayın. öğrencilerimin geniş düşünmesini severim. | Open Subtitles | حسناً لا تفعلي أنا أحب أن يعبر تلاميذي عن أرائهم |
öğrencilerimin yasadışı bir etkinliğe katılmasına izin veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني السماح لطلابي بالمشاركة في شيء غير قانوني |
öğrencilerimin yasal olmayan birşeyin parçası olmalarına izin veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني السماح لطلابي بالمشاركة في شيء غير قانوني |
Eski günlerde, seçilmiş öğrencilerimin katıldığı yemekli partiler düzenlerdim, gelmek ister miydin? | Open Subtitles | انصت بنيّ ، في الأيام الغابرة كنتُ معتاداً على إقامة حفل عشاء ، للطلاب المختارون. أتودّ المجيء ؟ |
öğrencilerimin çoğu bu duruma kendi korkularını yansıtacaklar. | Open Subtitles | أغلب تلامذتي يسلطون مخاوفهم عليها |
Bundan sonra,her sömestrde yeni öğrencilerimin hepsine Homer Hickam ve Roket Çocuklar'a neler öğrettiğimi anlatıp böbürleneceğim. | Open Subtitles | من الآن فى كل فصل دراسى سأتباهى أمام كل طلابى أنى قد درّست لهومر هيكام وصبية الصواريخ |