Annem Tokyo yakınlarında bulunan bir devlet üniversitesinde öğrenciymiş. | Open Subtitles | أمي كانت طالبة في جامعة وطنية في ضواحي طوكيو |
Dani değil, ama kaç seferdir demek istediği Dana Harris olabilir ve Johns Hopkins'te vizeli öğrenciymiş ve Aman Tanrım, Berlin'li. | Open Subtitles | إنها ليست داني لكنه إتصل بـ دانا هاريس عشرات المرات و لديها تأشيرة طالبة في جونز هوبكنز |
Lisede ortalama bir öğrenciymiş. Özel bir şey yokmuş. | Open Subtitles | في المدرسة الثانوية كانت طالبة متوسطة, لا شيء أكثر |
Yangın çıktığında burada öğrenciymiş. | Open Subtitles | كانَ طالباً هنا حينما حدث الحريق |
Şu ilgilendiğin Colorado Üniversitesi belgeleri görünüşe bakılırsa, Ryan Flay örnek bir öğrenciymiş. | Open Subtitles | اوراق جامعة (كولورادو) التي انت .. كنت مهتماً بها من الواضح ان (ريان فلاي) كان طالباً مثالياً |
Vasat bir öğrenciymiş. | Open Subtitles | هو كان طالبا متوسطا. |
Geçen ay, yerel bir esnaf bir vur-kaçta öldürülmüş. Şoför, oldukça zengin ve bağlantıları olan bir öğrenciymiş. | Open Subtitles | بالشهر الماضي صاحب متجر محلي دُهس وفر السائق، السائق كان طالب وغنّي وذو معارف. |
Ve bu yeni ortaya çıkmış olmalı. Birkaç yıl önce örnek bir öğrenciymiş. | Open Subtitles | ويجب أن يكون جديداً - كانت طالبة مثالية منذ عامين - |
Archer Üniversitesi'nde öğrenciymiş ve kampüsün yakınındaki bir lokantada çalışıyormuş. | Open Subtitles | " لقد كانت طالبة في جامعة " آرشر وعملت في مطعم صغير بجانب الحرم الجامعي |
Okul kayıtlarına göre Elizabeth burada öğrenciymiş ve ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | حسناً بالاعتماد على السجلات المدرسية كانت (إليزابيث) طالبة هنا و اختفت |
Hong Kong üniversitesinde öğrenciymiş. Kızın çantasında bir biyoloji kitabı varmış. | Open Subtitles | كانت طالبة في جامعة (هونج-كونج)، إذ وُجد كتاب أحياء في حقيبة ظهرها. |
Lilly'nin müzik hocası dediki; O çok gelecek vaadeden bir öğrenciymiş. | Open Subtitles | (لقد قال مدرب الموسيقى لـ(ليلي إنها أفضل طالبة |
Orada öğrenciymiş. | Open Subtitles | لقد كانت طالبة |
Thurman Community'de öğrenciymiş. | Open Subtitles | إنّها طالبة في مجتمع (ثورمان) |
Kaybolan ilk kişi okumak için yedi yıl önce Stanford'a gelen Fransız bir öğrenciymiş. | Open Subtitles | أوّل شخص فُقد كان طالباً فرنسياً يدرس في جامعة (ستانفورد)، قبل سبع سنوات. |
Çok iyi bir öğrenciymiş. | Open Subtitles | كان طالباً رائعاً. |
- İyi bir öğrenciymiş. | Open Subtitles | -لقد كان طالباً جيّداً |
Gösterişli bir şey değil, öğrenciymiş. | Open Subtitles | أجل ليست فارهة لقد كان طالبا |
- Çünkü boktan bir öğrenciymiş. | Open Subtitles | - لأنه كان طالبا سيئا - |
Er Wallis, Remington Askeri Akademisi'nde, burslu öğrenciymiş. | Open Subtitles | العريف (واليس) كان طالب بمنحة دراسية (في أكاديمية (ريمنجتون العسكرية |