Sınıfta öğrendiğimiz şey somut politika önerileri şeklinde işe yaradı. | TED | ما تعلمناه في الصف شق طريقاً ليصبح توصيات سياسية ملموسة. |
Bu gün öğrendiğimiz şey şuydu: | Open Subtitles | ما تعلمناه اليوم , انه لا يوجد سياره على الكوكب |
Brezilya'da öğrendiğimiz şey -ki bu her yer için geçerli- farklı ve eklektik insanları bir araya getirmenin ne kadar önemli olduğuydu. | TED | ما تعلمناه في البرازيل-- وهذا لا يمكن تطبيقه فقط في بلدي-- هو أهمية جلب الناس معاً بطريقة متنوعة أو منتقاة. |
Şimdi, biz kaplanları bildiğimiz kadar balıkçı kedilerini bilmiyoruz fakat öğrendiğimiz şey şu ki bu kediler küresel önemdeki ekosistemin ve koruma için güçlü bir görsel misinanın amiral gemisi olabilirler. | TED | الآن، نحن لا نعرف قطط الصيد كما نعرف النمور، ولكن ما تعلمناه هو أن هذه القطط يمكن أن تكون أحد الأنواع الرئيسية بالنسبة لنظام بيئي مهم عالمياً، وطعماً بصرياً مرفقاً مع خط قوي مخصص لحماية البيئة. |
Genel olarak öğrendiğimiz şey, öğrencilerinin kendi kariyerlerinde nasıl bir etki sahibi olacaklarına dair hem söz hem de sahiplik hakkı verecek bir platformun başlangıcıydı. | TED | إجمالاً، ما تعلمناه هو أن هذه بداية منصة جديدة لإعطاء الطلاب كلًا من الصوت والملكية عندما يقررون كيف يريدون أن يكون لهم تأثير في حياتهم المهنية. |
Şimdi 11,000 yıldır bir şeyler ekiyoruz. Ve bir şeyler ektiğimiz ölçüde, tarımdan öğrendiğimiz şey haşerelerle uğraşmanız gerek, her türlü korkunç şeyle uğraşmanız gerek, bir şeyler ekip biçip yetiştirmeniz gerek. Bunun için suyu nasıl kullanabileceğinizi öğrendiğiniz ölçüde de Nil'in ötesine yayılabileceksiniz. | TED | وبالتالي كنا نزرع أشياء طيلة 11,000 سنة. و بمعيار ما نزرع من أشياء، ما تعلمناه من الزراعة هو أنه عليك التعامل مع الآفات، عليك أن تتعامل مع جميع أنواع الأشياء المروعة، عليك أن تزرع أشياء. بحيث تتعلم كيف تستعمل الماء للزراعة، ثم تكون بعد ذلك قادرا على التوسع بعيداً عن مياه النيل. |
Ama D ve onun gibi çocuklar hakkında öğrendiğimiz şey, küçük değişikliklerin büyük farklılıklar yaratabildiği ve buna şu anda başlamanın mümkün olduğuydu. | TED | لكن ما تعلمناه عن (د)، والأطفال مثل (د)، أن تغييرات بسيطة يمكن أن تحدث فروقا ضخمة، ومن الممكن البدء في الحال. |
(Alkışlar) Ama bu tecrübeden öğrendiğimiz şey, İngilizcedeki en önemli iki kelimenin; "ben varım" olduğu | TED | (تصفيق) لكن ما تعلمناه من هذه التجربة هو أن أقوى كلمتين في اللغة الإنجليزية هما، "أنا أكون." |
Bunun çok zor olmayacağını düşünebilirsiniz. Biz temelde hastalığın nedenleri ve temel biyolojinin bize öğrettiklerinin nasıl olduğu hakkında öğrendiğimiz bu esas bilgileri kavrama becerisine sahibiz. Böylece temel bilim hakkında öğrendiğimiz şey ve onun kullanımı arasına bu derin boşluk boyunca bir köprü inşa ederiz. Bir taraftan diğerine geçmek için iyi açık bir yolu birleştirmeniz gereken yerdeki köprü belki şöyle bir şeye benzer. | TED | لربما تعتقد ان هذا لن يكون شاقاً جدا وانه ربما يكون لدينا القدرة ان نأخذ هذه المعلومات الاولية التي نتعلمها كيف أن علم الأحياء الاساسي يعلمنا عن مسببات الامراض وبناء جسر عبر تلك الفجوة المتزايدة بين ما تعلمناه عن العلوم الاساسية وتطبيقاتها جسر يمكن ان يبدو ربما هكذا حيث يجب عليك ان تشكل طريق جيد و لامع لتصل من جهة الى اخرى |