"öğreniyorduk" - Translation from Turkish to Arabic

    • نتعلم
        
    Ve Yurttaşlık Hakları Hareketi'nden, Kadın Hakları Hareketi'nden öğreniyorduk. TED وكنا نتعلم من حركة الحريات المدنية وحركة حقوق المرأة.
    Onların aktivizmlerinden bir araya gelme yeteneğini öğreniyorduk. Sadece problemleri tartışmak için değil çözümleri de tartışmak için. TED كنا نتعلم منهم عن أنشطتهم وقدرتهم على التكاتف، ليس فقط مناقشة المشاكل ولكن أيضاً لمناقشة الحلول.
    Henüz farkında değildik, ama erken sonlanan aşkın heyecanlı günlerinde bile acıya nasıl yaklaşılacağını birlikte öğreniyorduk. TED لم نكن نعلم بهذا بعد، ولكن حتى مع الأيام المتهورة لحبنا الشاب، كنا نتعلم كيف نتغلب على المعاناة سوياً.
    Ben gidiyordum. - Biz de tam bir teklifin nasıl yasalaştığını öğreniyorduk. Bu bir oylama mıydı? Open Subtitles كنا نتعلم فقط كيف يتحول مشروع القانون إلى قانون، أكان هذا تصويت؟
    Bizden önce gelen o elleri kanlılardan öğreniyorduk. Open Subtitles نتعلم ممن خاضوا ذلك من قبل و كانت هناك دماء على أيديهم.
    Bu çocuk doğduğunda sen ve ben daha kesirleri yeni öğreniyorduk. Open Subtitles انا وانت كنا نتعلم الكسور عندما ولد هذا الصبي
    Birbirimizden öğreniyorduk, planlayıp düzenliyorduk bir şeyler yapıyorduk, prototip yapıyorduk ama en önemlisi prototiplerimizi mümkün olduğunca sık suda deniyorduk mümkün olduğunca hızlı başarısız olmak için, bundan ders çıkarmak için. TED كنا نتعلم من بعضنا البعض ونهندس، وكنا نصنع أشياء وننمذجها لكن، وبشكل أهم، كنا نجرب النماذج الأولية في الماء بقدر الإمكان، لنفشل في أقرب وقت ممكن، لنتعلم من ذلك.
    Ama daha yeni İç Savaş'ı öğreniyorduk. Open Subtitles ولكننا نتعلم للتو عن الحرب الأهلية
    Hayır, evet, Sadece dünyanın nasıl döndüğünü öğreniyorduk. Open Subtitles لا، أجل، نحن فقط نتعلم كيف يسير العالم
    Çok zor bir vakaydı, çünkü bu tarz bir soruşturmayı ikinci kez yapıyorduk ve hala öğreniyorduk. Open Subtitles لقد كانت قضية صعبة للغاية، لأنها فقط كانت المرة الثانية التي سنقوم فيها، {\pos(300,260)} بتحقيق فى هذا الإسلوب تحديداً، لذا فقد كُنّا مازلِنا نتعلم.
    Ofisteyken yapımı üzerine düşünüyorduk, toprağı hem destek hem materyal olarak kullanıyor, sedimentasyon, erozyon, parçalanma, kristalleşme, patlamanın jeolojik süreçlerinden öğreniyorduk, topraktan doğmuş yapıları, arazinin içgüdüsel uzamı olan yapıları keşfetmek için, aynı Murphy Kanyonunu geçen bu köprü gibi. TED وفي المكتب كنا نفكر من خلال الفعل، باستخدام الأرض كداعم وكمادة، نتعلم من عملياتها الجيولوجية كالترسيب والتآكل، والتفتت والبلورة، وأخيراً الانفجار. لكي نكتشف أشكالاً تنبثق من الأرض، وتشكل امتداداً للمناظر المحيطة، مثل هذا الجسر الذي يعبر (مورفي كانيون).

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more