"ödemek zorundasın" - Translation from Turkish to Arabic

    • يجب أن تدفع
        
    • عليك أن تدفع
        
    • عليكِ أن تدفعي
        
    • عليك ان تدفع
        
    • عليك دفع
        
    Eğer üçünüz de bu odadan canlı ayrılmak istiyorsanız bana 25 milyon dolar ödemek zorundasın. Open Subtitles إن أردت أن تغادر الغرفة حياً .. يجب أن تدفع . لي 25 مليون دولار
    Onu güvende tutmak, beni ve ailemi korumak için ödemek zorundasın. Open Subtitles يجب أن تدفع لإبقاءه آمنا، ولحمايتي أنا وعائلتي.
    Hey, bekle bir dakika. Dolaştığımız için iki katı ücret ödemek zorundasın. Open Subtitles إنتظر دقيقة يجب أن تدفع الضعف للتجول
    Eğer yoksulsan ve göndermek için sadece 200 doların varsa 30 dolar ücret ödemek zorundasın. TED إذا كنت فقيرًا وتريد إرسال 200 دولار فقط عليك أن تدفع 30 دولار كعمولة
    Almak istiyorsan, karşılığını ödemek zorundasın, herkes gibi. Open Subtitles تريد البقاء ، عليك أن تدفع ثمنها مثلك مثل الجميع
    Kira ödemek zorundasın. Bulma, bekçilik, bilirsin işte. Open Subtitles يجب عليكِ أن تدفعي الإيجار المباحث يراقبون أنتي تعرفين
    Bunları tekrar yapıştırabileceğini hiç sanmam, bunların parasını ödemek zorundasın. Open Subtitles لا اعتقد انك قادر على ..صمغها اعتقد ان عليك ان تدفع ثمنها
    Ama hissedeki payımı ödemek zorundasın. Open Subtitles ‫فل يكن ما يكن، ‫ولكن سيتحتم عليك دفع ‫حصتي من الأسهم.
    Bütün park cezalarını ödemek zorundasın, aksi takdirde burada kalıyorsun. Open Subtitles يجب أن تدفع لكل المخافات أو تبقى هنا
    Kuralları çiğnedin ve bedelini ödemek zorundasın. Open Subtitles لقد خرقت القواعد، و يجب أن تدفع الثمن.
    Parasını ödemek zorundasın! Open Subtitles يجب أن تدفع مقابل ذلك
    Sen her şeyin bedelini ödemek zorundasın. Open Subtitles يجب أن تدفع الثمن
    Ve bunun için.. ..bedel ödemek zorundasın. Open Subtitles وبموجبه، يجب أن تدفع الثمن.
    Zehirledikleri havaya bile para ödemek zorundasın. Open Subtitles عليك أن تدفع , حتى ثمن الهواء او سيسمّمونك بالغاز حتى الموت.
    Bu durumda, hayır efendim. Kalite istiyorsan, ücretini ödemek zorundasın. Open Subtitles ليس في هذه الحالة ، لا إذا أردت نوعية عليك أن تدفع لذلك
    Sen bir Deniz Piyadesisin. Öyle bedava atıp tutamazsın. Söylediğin her şeyin bedelini ödemek zorundasın. Open Subtitles أنت جندي مارينز لا يوجد شيء يسمى حرية الكلام عليك أن تدفع لقاء كل شيء تقوله
    - Bunları ödemek zorundasın! - Hiçbirşeyi ödemeyeceğim! Open Subtitles يجب عليك أن تدفع مقابل هذه الاشياء أنا لن ادفع مقابل أي شيء
    - Hey parasını ödemek zorundasın. Open Subtitles -مهلا، عليكِ أن تدفعي ثمن هذا
    Bunları tekrar yapıştırabileceğini hiç sanmam, bunların parasını ödemek zorundasın. Open Subtitles لا اعتقد انك قادر على ..صمغها اعتقد ان عليك ان تدفع ثمنها
    Bütün park cezalarını ödemek zorundasın, aksi takdirde burada kalıyorsun. Open Subtitles عليك دفع كل بطاقة مخالفة، وإلا تبقى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more