öfken nefrete dönüşürse ve dönüştüğünde, bilmelisin ki, paylaştığımız bu evde buna yer yok. | TED | وحين يتحول غضبك إلى كره، فلتعلم من فضلك أن لا مكان لذلك في بيتنا المشترك. |
Bu öfken Tanrının sana verdigi beyni kullanmanı engelliyor. | Open Subtitles | غضبك يوقف كل ما بداخل هذا الدماغ الذي أمن الله له عليك |
öfken beni eğlendiriyor. Benim dengim olduğuna inanıyor musun? | Open Subtitles | غضبك هذا مسلي هل تعتقدين أنك على قدم المساواة معي ؟ |
öfken ve intikam duygun sadece sevdiklerine zarar verir. | Open Subtitles | غضبك الشديد ورغبة الانتقام لن تعيد لك أحبائك |
Ancak O'na olan öfken o kadar büyük ki onu göremiyorsun. | Open Subtitles | لكنّ غضبك منه عميقٌ جداً بحيث أنّك لا تراه |
Tutkuyla dövüşüyorsun ama öfken karar vermeni engelliyor. | Open Subtitles | انت تخوضي معركة مع العاطفة لكن غضبك يشوه حكمك على الأمور |
öfken yatıştıysa, bize katılabilirsin. | Open Subtitles | ، إذا هدأت نوبة غضبك أنتَ موضع ترحيب للإنضمام لنا |
öfken, nefretin, kontrolsüz oluşun ben daha kılıcımı kaldırmadan seni bitirdi. | Open Subtitles | غضبك وجرأتك وعدم السيطرة علي نفسك تهزمك حتي قبل ان ارفع سيفي |
Yani bununla barışıksın ama House'a olan öfken geçmiyor mu? | Open Subtitles | اذن انت تتبع فلسفة زين بهذا الشأن لكن لن تتخلى عن غضبك بشأن هاوس؟ |
Üzgünüm, ama öfken burada yargıların örtülmesine sebep olabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أسف , لكني أعتقد أن غضبك ,سيعكر حكمك هنا |
Bana olan öfken yüzünden onun etkilenmesine müsade etme. | Open Subtitles | أيًّا يكُن غضبك نحوي، فلا تجعلها تعاني بسببه. |
Neyse ki öfken üzerinde çalışabileceğimiz altı ayımız var. | Open Subtitles | لحسن الحظ، حصلنا على ستّة أشهر للعمل على غضبك |
Evet ama ertesi yıl öfken yüzünden hakeme yumruk attın ve uzaklaştırma aldın, değil mi? | Open Subtitles | أجل، لكن سرعة غضبك تسببت بتوقيفك العام الذي يليه بسبب لكم حكم، صحيح؟ |
- Senin öfken yüzünden büyükannemin cenazesi çok zor geçmişti. | Open Subtitles | سارت الأمور على نحو صعب حينها نظرا لحجم غضبك أقصد جنازة جدتي |
Bilirsin, bastırılmış öfken ve güven sorunların için. | Open Subtitles | أتعلمين ، من أجل مشاكل غضبك المكتوم والثقة بالآخرين |
öfken, nefretin, kafa karışıklığın chi'ni yok etti. | Open Subtitles | غضبك وكراهيتك، وحيرتك، حطمت طاقتك الحيوية. |
Solo'ya karşı olan öfken de bir o kadar güçlü olmalı. | Open Subtitles | وأن غضبك على "سولو" لابد أنه قوي بشكل متوازي. |
öfken ve zulmün bizi değiştiremez. Onun hayatını değiştireceğim. | Open Subtitles | غضبك ووحشيّتك لا يستطيع تغيير آرائنا. |
Demek öfkelendin, öfke patlaması yaşadın ve şimdi, öfke terapisinde öfken hakkında konuşmak istemiyor musun yani? | Open Subtitles | لذلكَ كنتِ غاضبة, هناك بعض العلامات عليكِ. والآن, لاتريدين التحدّثَ عن سبب غضبكِ في مجلس التحكم بالغضب. |
öfken. Seni bitiriyor. | Open Subtitles | عصبيتك إنها تنال منك للغاية |
Mutsuzluğun için... şiirlerin, tutkun... öfken... ve bu hudutsuz ve gösterişli çirkinliğin için! | Open Subtitles | لحزنك ولشِعرك وعاطفتك وغضبك وقبحك الفاخر الغير محدود |
Bütün öfken bütün o sinirin, bütün o nefretin bütün kendine acıman. | Open Subtitles | كل هذا الغضب كل هذا الغضب .. كل هذا الكراهيه |
Ancak öfken yüzünden yaşananlara gözlerini kapama. | Open Subtitles | ! ولكن لا تدع غضبكَ يُعميك عمّا يحدثُ في الأنحاء |
Alma'nın utancı yüzünden oluşan öfken, sonunda asıl hedefini buldu. | Open Subtitles | كل ذلك الغضب والخوف من العار عثر في النهاية على هدفه |