Kış fırtınalarının öfkesinden evvel, sürüklendiğinde, denizdeki başıboş buz kütleleri, kıyıya sabit buz kütleleriyle çarpışıyor; | Open Subtitles | منقادةً بفعل غضب عواصف الشتاء، تصطدم الأطواف الجليدية في البحر بالحواف الجليدية الثابتة على الشاطئ |
O, nefreti öfkesinden dolayı seçti, sen de aşkı seç. | Open Subtitles | عندما غضب اختار الكره ، فلتختاري أنت الحب |
Çeviren: Sacrer İyi seyirler dilerim. "Sabırlı bir adamın öfkesinden kaçının." | Open Subtitles | تمت الترجمة بتصرف من قبل تمانة مامة قالة حذار من ثورة غضب رجل صبور |
Adamın taciz edecek başka hedefleri olduğundan öfkesinden kurtuldu. | Open Subtitles | لطالما هو يحصل على ضحايا جدد ليعذبهم فهي تتجنب غضبه |
Efsaneye göre ise öfkesinden dolayı hayatta kalmayı başarmış. | Open Subtitles | الشائعة تقول بأنّ غضبه هو كان الذي يدفعه للمضيّ |
Evet, onu Colum'un öfkesinden korumak için hiç kimse olmayacak. | Open Subtitles | أجل, لن يكون هناك أحد لينقذها من غضب الكولوم |
Kısmen bunun sonucu olarak 2016 seçimlerinde Donald Trump'ın seçilmesine yol açtı, o da ağırlıklı beyaz olan işçi sınıfının öfkesinden faydalandı, | TED | لذا كعائد جزئي لهذا قاد هذا في النهايه لانتخاب دونالد ترامب في 2016 الذي استغل غضب الطبقة العاملة الذين هم في الغالب بيض |
Sarayda bir yerlerde saklandığı sanılıyor kralın öfkesinden kaçmak ve... | Open Subtitles | من الواضح أنها تختفي ... في مكان ما في القصر ... للهروب من غضب الملك و |
Pişmanlığını dile getir ve İsrail'in acılarını biraz olsun hafiflet, ...yoksa tanrının öfkesinden kurtulamazsın. | Open Subtitles | لا تعتقد أن تهدئة غضب " إسرائيل" سيكون بكلمات الندم ولا أن تنحى غضب الرب جانباً |
Onu imparatorun öfkesinden korumalıyız. | Open Subtitles | ونفعل ما بوسعنا لحِمايته من غضب القيصر |
Bazı evlatlar babalarının öfkesinden korkar. | Open Subtitles | بعض الأولاد يخافون غضب آبائهم. |
Sadece bir adam seni Gabbar'ın öfkesinden kurtarabilir. | Open Subtitles | رجل واحد فقط يمكنه ان " " ينقذكم من غضب جبار |
İngilizlerin öfkesinden korkumuz yok. | Open Subtitles | نحن لا نخاف غضب الإنجليز |
O sizi Tanrı'nın öfkesinden koruyamaz. | Open Subtitles | لا يمكنها حمايتكم من غضب الله |
Yoldaş Stalin sizlere acıdığından halkın olası öfkesinden sizleri uzaklaştırarak buraya yerleştirdi. | Open Subtitles | الرفيق (ستالين) قد رحمكم، بإخفاءكم هُنا من غضب الشعب. |
Kırmızı gökyüzünü öfkesinden dolayı zamansız olarak getirtti. | Open Subtitles | فقد أطلقت السماء الحمراء قبل أوانها. -في لحظةِ غضب . |
Kimileri bunun manyetizmadan olduğunu Kubbe'nin öfkesinden olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | بعض الناس يقولون أنه بسبب المغناطيسية ـ وليس بسبب غضب القبة ـ (جو) |
Hayır, sadece onun öfkesinden ve acısından faydalanmışsın. Yaptığın tek şey bu. | Open Subtitles | لا , انت فقط استغللت غضبه و ألامه |
Birileri öfkesinden kurtulmuş gibi geliyor bana. | Open Subtitles | يبدو لي وكأن أحد ترك غضبه |
Kime kızmışsa, öfkesinden korkmak gerek. | Open Subtitles | -أيا يكن من أغضبته، فلابد وأن يُخشى غضبه ! |