Tüm o öfkeyi ve acıyı destek çalışmalarına yönlendirdim. Çünkü acımın bir şeye yaraması gerekiyordu. | TED | و جهت كل ذلك الغضب و الألم الى دعوة لأني احتجت لألمي كي يعني لي شيئا. |
Ben, sizi ahbabınız için sevgi ve mutluluk anlayışı ile doldururken Ed'e öfkeyi ve olumsuzluğu azalttığı kanıtlanmış diyeceğim. | Open Subtitles | وانا سأخبر اد انه ثبت انها تخفض الغضب و السلبية في حين تملئك مع نشوة الشعور ومحبة لزميلك |
Hayır, bütün o öfkeyi ve katliamı bana saklıyor. | Open Subtitles | لا , انها توفر الغضب و اهدار الدماء لي |