"ölçekte" - Translation from Turkish to Arabic

    • نطاق
        
    • مقياس
        
    • الحجم
        
    • النطاق
        
    • المقياس
        
    • على مستوى
        
    • على صعيد
        
    • المقاييس
        
    • نطاقٍ
        
    • بمقياس
        
    • المستوى
        
    • مقاييس
        
    • على مستويات
        
    Teknolojinin, sağlık hizmetlerini oyunu değiştiren bir ölçekte yeniden keşfetmeye yardımcı olma zamanı. TED حان وقت التكنولوجيا لأن تساعد في إعادة تقديم الرعاية الصحية على نطاق متغير.
    Çünkü, bir elit tabaka ve onun kolaylaştırıcıları... ...endüstriyel ölçekte ağaç kesiminin... ...desteklenmesinden uzun yıllardır milyonlarca dolar... ...kazanmaktadırlar. TED أيضا، لأن نخبة والمسهلين لها وقد تم صنع بملايين الدولارات من دعم قطع الأشجار على نطاق صناعي لسنوات عديدة.
    Gerçekleştirilmesi çok zor olan bu küçük hayallerin küresel ölçekte insani fayda üreteceğine yürekten inanıyorum. TED و أنا حقا, أؤمن في قوة القصص الصغيرة, لأنه صعب جدا أن تقوم بعمل انساني على مقياس عالمي.
    Bu ölçekte makineler yapabilirsek, Eiffel Tower benzeri bir iskelet yapı mikro ölçekte nasıl olurdu? TED وإن كنا قادرين على صناعة الآلات على هذا الحجم الدقيق، فما رأيكم بأحزمة تتخذ شكل برج إيفيل على الحجم الميكروني
    Bir ağız dolusu kelime ancak mikro ölçekte olan bu. TED هذا شيء ضئيل، لكن هذا ما يحدث في النطاق الجُزيء.
    Ama aslında öyleler, bunun nedeni onları aynı ölçekte çizmemem. TED ولكن في الواقع، هذا لأنني لم أرسمهما على نفس المقياس.
    Nano ölçekte çalışmayla ilgili detaylardan bir tanesi maddelerin çok farklı görünmesi ve davranmasıdır. TED أحد الأمور بخصوص العمل على مستوى النانو هو أن الأشياء تبدو وتتصرف بشكل مختلفا جدا.
    Ancak Mars'taki toz fırtınaları etkileyici derecede küçük bir ölçekte olabilir. Open Subtitles لكن العواصف الترابية على المريخ قد تكون مدهشة على نطاق أصغر
    Hayat boyunca hayal edemeyeceğimiz ölçekte kıtlık, kuraklık ve yoksulluk göreceğiz. Open Subtitles في حياتك, سنرى المجاعة والقحط والفقر, على نطاق لا يمكن تخيله
    Ve endüstriyel verimliliği küçük ölçekte erişilebilir buldum. TED وجدت أن الإنتاجية الصناعية لا يمكن أن تتحقق على نطاق صغير.
    Ben büyürken yapmaya ve zanaata ve malzemelere ve küçük ölçekte buluşa açıktım. TED عندما شببت عن الطوق ، تعرفت على صناعة الأشياء المواد والحرف اليدوية والاختراع على نطاق صغير.
    Kapalı fotobioreaktörlerle ilgili sorun: Çok pahalı ve otomatikleştirilmiş olmaları ve geniş ölçekte elde edilmelerinin çok zor oluşudur. TED المشاكل الحالية بالنسبة للمفاعلات المغلقة هي: أنها غالية جدا، و آلية، و من الصعب جدا الحصول عليها على نطاق واسع.
    Daha büyük ölçekte bile, bütün dünyada bile, bütün bu hava moleküllerinin davranışı tamamen aynıdır. TED وعلى مقياس أكبر، عبر أنحاء العالم، تظل الفكرة نفسها مع كافة جزيئات الهواء.
    Bunda gerçekten iyiyiz, ama 10 mikrondan 1.000 mikrona kadar, orta ölçekte şeyler yapmak oldukça güç. TED حقا نحن جيدين في هذا، و لكن في الواقع فأنه من الصعب جدا صنع أشياء من 10 الى 1000 ميكرون، في مقياس الميزو.
    Bunlar da aynı ölçekte birkaç başka organizma. TED وهنا بعض الكائنات الحية الأخرى بنفس الحجم.
    Bu, aslında bizim meydan okuma için gerçekte ne ölçekte uğraştığımızı gösteriyor. TED الحجم الهائل الذي نتعامل معه يشكل تحدّياً
    Büyük ölçekte takdir hakkeden bir şey küçük ölçekte canice olur diyelim. Open Subtitles دعونا نقول ما يثير الإعجاب في وحشية واسعة النطاق على مساحات الصغيرة
    Ve işte daha küçük ölçekte, bir küpe ölçeğinde veya seramik bir kap veya bir müzikal enstrüman önemli ve anlamlıydı. TED وهناك على النطاق الأصغر ، بحجم قرط أو وعاء من السيراميك أو آلات موسيقية ، كانت جوهرية ومترعة بالعاطفة.
    Bilim insanları yıllarca bu ölçekte bir erozyona neyin neden olabileceğini araştırdı. Open Subtitles تعاقبَ العلماء على مدى أعوام في محاولتهم معرفة سبب التآكل بهذا المقياس.
    Internet yalnızca bilgi ve birikime değil; aynı zamanda diğer insanların beyinlerindeki zekaya da erişmemizi mümkün kılıyor hem de küresel ölçekte. TED الإنترنت أتاح لنا الوصول، ليس فقط للمعلومات والمعرفة ، بل أيضاً للذكاء الموجود في عقول الآخرين على مستوى عالمي.
    CA: Yani çoğu eylemin, çoğu sorunun ulusal ölçekte yer aldığı bir dünyada bu güzel bir fikirdi, fakat senin iddian, bugün önem arz eden çoğu meselenin artık ulusal değil, küresel bir ölçekte yer alması. TED كريس:إذن ،هي كانت فكرة جميلة في عالم حيث كل المشاكل والأحداث تحصل على مستوى محلي لكن حجتك بأن المشاكل والأحداث في هذا العصر لم تعد محلية بل أصبحت على صعيد عالمي
    Bitmek üzere. Öncelikle, bir sürü farklı ölçekte var oluyor; TED مقترب جداً من نهايتها الآن. تحدث في كل المقاييس المختلفة، في البداية
    Ayrıca daha büyük ölçekte, memleketim Hollanda'da deniz seviyesi altında yaşıyoruz. TED ولكن أيضًا على نطاقٍ واسع، في هولندا، حيث جئتُ منها، نعيشُ تحت مستوى البحر.
    Fakat küçük ölçekte yapabilecekleri yeni teknolojiler ve yeni ürünler var. TED ولكن هناك تقنيات حديثة ومنتوجات حديثة يمكنهم صنعها بمقياس مصغر.
    Mesela bu malzemeler yapısal olarak makroskobikler, ama nano ölçekte oluşmuşlar. TED جزء منها هي أن هاته المواد بنيات ماكروسكوبية، لكنها تشكل على المستوى النانوي.
    Birçok farklı ölçekte aynı model var. TED هو النموذج نفسه و لكن في مقاييس مختلفة.
    Hatta biz bunu çok daha büyük ölçekte yapabileceğimizi kanıtladık. TED بل أنّنا حتّى بيّنا أنّه بامكاننا القيام بذلك على مستويات أكبر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more