"ölçerek" - Translation from Turkish to Arabic

    • بقياس
        
    • قياس
        
    • مقياس التسارع
        
    • تقيس
        
    O gezegenlere, yildizlarinin önünden geçerken ne kadar miktarda isigi bloke ettiklerini ölçerek bakiyor. Open Subtitles فهو يبحث عن كواكب بقياس كمية ضوء كتلة الكوكب عند مروره عند مروره أمام شمسه.
    Yani, dalgalanmaların hareketlenmelerindeki, oranı ölçerek, zamana nasıl yayıldıklarını ölçerek bu gölün özelliklerini ölçebilirim. Open Subtitles لذا، بقياس معدل حركة الموجات كيف ينتشرون مع الزمن استطيع معرفة خصائص البحيرة
    Bulutun iki nokta arasında aldığı zaman ve mesafeyi ölçerek bilim insanları onların saatteki hızlarını hesaplar. Open Subtitles بقياس الوقت والمسافة التي تقطعها السحب بين نقطتين يسمح للعلماء بحساب سرعتها
    Rezero eğim açısını bir sensör ile sürekli ölçerek dengesini koruyor. TED ريزيرو يحافظ على توازنه بمواصلة قياس زاوية التأرجح من خلال جهاز استشعار.
    Böylelikle ivme ölçerle ölçerek yazılanları yeniden üretebildik. TED وهكذا، معاً نحن قادرون على إعادة إنتاج الكتابة ببساطة عن طريق قياس مقياس التسارع.
    Hatta bir bulutun büyüklüğünü ölçerek, bir saati hoşça geçirebilirim. Open Subtitles حتى أنني قضيت ساعات ممتعة في الأشياء التي تقيس حجم الغيوم
    Aspartik asidi ölçerek kemik yaşını hesapladım. Open Subtitles ‫لكنني قمت بتقدير عمر العظام ‫بقياس حمض الأسبارتيك
    Onlardan birisi salınan radyasyon oranın ölçerek... Open Subtitles واحد منهم بقياس الإشعاع و الذى يترك ورائه
    Evet, oksitosin seviyesini ölçerek gördük ki, ikinci kişiler daha fazla para aldıkça, beyinleri daha fazla oksitosin üretiyor, ve daha fazla oksitosin oluştukça, daha fazla parayı geri gönderiyorlar. TED بقياس مستوى الأوكسيتوسين وجدنا أنه كلما إستقبل المتلقي مالاً أكثر كلما أنتجت عقولهم أوكسيتوسين أكثر وكلما كثرت نسبة الأوكسيتوسين كلما أعادوا مالاً أكثر للمرسل
    Me'mun'un astronomları, Suriye ve lrak'ta bilinen öğle saatlerinde gökyüzünde aynı konumda iken güneşin açısını ölçerek, Yunan deneylerini tekrarladılar. Open Subtitles أعاد فلكيو "المأمون" التجارب اليونانية في "سوريا" و "العراق" بقياس زاوية الشمس في السماء ظهراً في موقع واحد معلوم
    Bunu temelde, alacakaranlık süresini ölçerek yaptı. Open Subtitles قام بذلك أساساً بقياس متى يدوم الغسق
    Suyu şişelere ölçerek koydum James. Open Subtitles لقد قمت بقياس الماء في القوارير يا (جيمس)
    Brenna Flaugher karanlık enerjinin nasıl güçlü olduğunu ölçerek, bu bilmeceyi çözme yolunda plan yapıyor. Open Subtitles (بيرنا فلاور) عملت على حل هذه المعضلة بقياس قوة الطاقة المظلمة
    Şimdi, nihayet, Dünya'nın enerji dengesizliğini, Dünya'nın ısı rezervuarlarındaki ısı içeriğini ölçerek kesin olarak ölçebiliyoruz. TED الآن أخيرا، يمكننا أن نقيس اختلال توازن الأرض الطاقي بدقة من خلال قياس محتوى الحرارة في خزانات الحرارة الأرضية.
    Fakat özellikle bunlardan biri çok eski bir yolla, terli avuç içlerini bir elektrik sinyali ile ölçerek ortaya çıktı. TED ولكن أحدها تحديدًا نشأ من العمل القديم على قياس راحات اليد المتعرقة بإشارة كهربية.
    Ne mutlu ki bu adam gibi bilim adamları etrafımızdaki görünmez dalgaları, kesin bir şekilde ölçerek farkına varabilmemizi sağlıyor. Open Subtitles مزدحة في القرن الواحد والعشرين. ولحسن الحظ، علماء كهذا الرجل يمكنهم قياس تلك الإشارات بدقة ليتسنى لنا تصور
    Şu an, onun yakınlığını ölçerek bilinç altını tarıyorum. Open Subtitles ما أقوم به هو مسح اللاوعي لديه قياس وعي التقارب لديه
    Arka bahçe projektör aydınlatmalarında kullanılan algılayıcılar, kızılötesi sıcaklığı ölçerek çalışırlar. Open Subtitles جهاز الإستشعار بكشافات الإضاءة بالباحة الخلفية يعمل عن طريق قياس الأشعة تحت الحمراء
    Ayaklarına ulaşan dalgalar arası zaman gecikmesini ölçerek akrep, avının tam yönünü ve uzaklığını hesaplayabilir. Open Subtitles عن طريق قياس التأخير الزمني، بين الموجات القادمة في كل من قدميها، يستطيع العقرب حساب الاتجاه بشكل دقيق
    Klavyenin yanına akıllı telefon koyup klavyede yazı yazdırdılar, buradaki amaçları ise yazarken oluşan titreşimlerle ivmeölçer sensöründe oluşan değişimleri ölçerek yazılanları bulmak TED وضعوا هاتف ذكي بجوار لوحة مفاتيح، وجعلوا أشخاص يكتبون على تلك اللوحة، ومن ثم كان هدفهم استخدام الإهتزازات التي تنتج عن عملية الكتابة لقياس التغير في قراءة مقياس التسارع لتحديد ماكان يكتبه ذلك الشخص.
    Bu algılayıcı zekanızı ölçerek vücut kondisyonunuzu otomatik olarak düzenler. Open Subtitles هذه المجسات سوف تقيس حاله الجسد اوتوماتيكيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more