Henry, anormal yerçekim kuvvetini ölçmek için, yer uydularını yeniden çalıştıralım. | Open Subtitles | هنري، دعنا نقوم بإعادة تكليف ..الأقمار الصناعية لقياس الجاذبية غير الطبيعية |
Salgılanan endorfini ölçmek için falan, uygulanabilecek bir test yok mu? | Open Subtitles | هل ثمة اختبار يمكن إجراؤه لقياس كمية الإندورفين أو ما شابه؟ |
Değişen yıldızın yanıp sönmesi, Dünya'ya uzaklığını ölçmek için kullanılabilirdi. | Open Subtitles | يمكن عن طريق ومضات النجم قياس مقدار بعده عن الأرض |
Eğer düşünecek olursanız, cetvel kullanarak yuvarlak kolonları ölçmek gerçekten zordur. | TED | فكروا بالموضوع .. انه لمن الصعب قياس الاعمدة الدائرية باستخدام المسطرة المستقيمة .. |
Yine dalgaları ölçmek için kuzey güney doğrultusuna yerleştirdiğimiz bir jeofonumuz var. | Open Subtitles | كما ثمة جيوفون شماليّ جنوبيّ سيقوم بقياس المكون الشماليّ الجنوبيّ من الموجة. |
Sizinle sırayla yattıkları sıradaki soluma frekanslarını ölçmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أقيس تنفسكي عندما يقومون بمضاجعتك. |
Böylece, gelen sismik dalgayı ölçmek için birbirine yönlendirmeli üç bölgemiz oluyor. | Open Subtitles | حتى يكون لدينا نظام توجيه ثلاثيّ يقيس الموجة الزلزاليّة. |
Birleşik Krallık'ın toplam enerji tüketimini, sadece taşıma değil, her şeyi, ampullerle ölçmek istiyorum. | TED | استهلاك الطاقة للمملكة المتحدة الكلي، ليس فقط المواصلات، ولكن كل شيء أُفضل قياسه بالمصابيح الضوئية |
Fırtına aktivitesini ölçmek için meteoroloji uzmanlarının kullandığı bir ölçek. | Open Subtitles | إنه مقياس يستخدمه علماء الأرصاد الجوية لقياس نشاط العواصف الرعدية. |
Örneğin her gün bir öküzün ağırlığını ölçmek için bunu kullanırım. | TED | أستخدمه كل يوم لقياس وزن ثور، على سبيل المثال. |
Arabadaki 'şeyleri' ölçmek için birçok sensörümüz var. | TED | لدينا الكثير من أجهزة الإحساس في السيارة لقياس العمليات. |
Ama bazı ekonomistler, karbon dioksiti ölçmek için kullanılan bu yöntem doğru mu diye merak etmişler. | TED | حتى قال بعض الاقتصاديين، كما تعلمون، هل هذه الطريقة صحيحة لقياس الكربون؟ |
Bir mağara haritası yapmak için, mağaranın içinde her bir kaç fitte bir ölçüm istasyonu kurmak zorundasınız ve bu istasyonlar arasındaki mesafeyi ölçmek için lazer kullanılırsınız. | TED | لصنع خريطة كهف، عليك أن تعدّ محطات مسح كلّ مسافات قصيرة داخل الكهف، و تستعمل ليزرا لقياس المسافة بين هذه المحطات. |
Bir bilim insanı olarak, her zaman bu yansımayı ölçmek istedim; ötekini anlamaya dair olan bu anı, göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşen hissiyatı. | TED | كعالم, لطالما أردت قياس هذا الصدى, هذا الإدراك للآخر الذي يحدث سريعا جدا, في غمضة عين. |
Fırtınaları görüp ölçmek istiyoruz -- tabii, beyin fırtınalarını. | TED | نرغب في مراقبة و قياس هذه العواصف، العواصف الدّماغية. |
Yani, sesin hızını ölçmek için, tek bilmeniz gereken frekansı. Evet, bu kadar kolay. | TED | إذاً، لأتمكن من قياس سرعة الصوت، كل ما علي فعله هو معرفة تردده. |
Bunun başarılı olup olmadığını ölçmek için, optik sinirleri ölçtük sonlanım ölçüsü olarak. | TED | ولكي نقيس مدى نجاح هذا من عدمه، قمنا بقياس العصب البصري كمقياس على نتائجنا. |
Şimdi, bunu 19 yıllık bir süreçte ölçmek adil mi? | TED | لذا هل من المنطقي ان قوم بقياس ذلك المعدل على 19 عاماً ؟ |
Ben gençken, boyumu ölçmek için burayı kullanırdım. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة كنت أقيس طولي هنا |
Paçalarını katlayan bir kişi iskeleti ölçmek için suya girmişti. | Open Subtitles | أحدهم كان بالماء يشمر بنطلونه لأعلى " " ... و يقيس الهيكل |
Hayvanları ölçmek insanlara kalmamalı. | Open Subtitles | بالنسبة للحيوان لا يمكن قياسه من قبل المرء. |
Paslanma seviyesini ölçmek için böcek kanadı zarfını 100 mikron katmana ayırdı. | Open Subtitles | قطّعنَا القطعةَ إلى الطبقاتِ مِنْ 100 ميكرونِ لقيَاْس المستوى أكسدةِ. |
ölçmek neredeyse imkansız. | Open Subtitles | ويكاد يكون من المستحيل قياسها. |
Gücünü ölçmek istiyorsun. | Open Subtitles | تود أن تختبر قوتك, حسناً. |
Kübik zamazingoları da öyle. Ya bir şeyi ölçmek zorunda kalırsam? | Open Subtitles | و كذلك عمليات الحساب التكعيبية افترض أنه يجب أن أقوم بحساب شئ ما |
Benim ateşimi ölçmek için kullandıkları yöntemden daha iyi. | Open Subtitles | إنّها أفضلُ بكثير من طريقة فحصهم لدرجة حرارتي |