Evet. Dahi bir suçlu değildi. ölüm cezasına çarptırıldı. | Open Subtitles | إنه ليس عبقري إنه بالأعلى من أجل عقوبة الموت |
Eğer dinsel konulara girerse ona Amerika'daki hemen hemen bütün mezheplerin ölüm cezasına karşı olduklarını söylersin. | Open Subtitles | وإذا بدأ مع المادة الدينية تقريبا كلّ فئة في الولايات المتّحدة تعارض عقوبة الموت |
Yine anladığımız kadarıyla ölüm cezasına karşısınız. | Open Subtitles | نحن أيضاً نعرف أنك تعارض الحكم بالإعدام |
Yine anladığımız kadarıyla ölüm cezasına karşısınız. | Open Subtitles | نحن أيضاً نعرف أنك تعارض الحكم بالإعدام |
Dört yaşındaki kızını öldürmekten mahkûm edilen Shirley Bellinger, bugün ölüm cezasına çarptırıldı, bu bir kadına, 1841'den bu yana eyalette verilen ilk idam cezası. | Open Subtitles | شيرلي بلينجر الذي أُدينت بتُهمة قتل إبنتها ذو الأربع سنوات, وحُكم عليها بالأعدام اليوم المرأة الأولى التي ستُعدم في هذه الولاية مُنذ 1841 |
En son bir kadına güvendiğinde ölüm cezasına çarptırıldığını söyledin. | Open Subtitles | قلت آخر مرة ان وثقت بإمراة... انتهى بك الأمر للمحكوم عليه بالإعدام |
Hayır, bence oradaki dört anne de buz gibi bakışlarla onu ölüm cezasına mahkûm etmek istiyorlar. | Open Subtitles | لا, يمكنن القول بأن الامهات الاربعه في اللجنه يودون لو يفرضون عقوبة الاعدام |
"Ames ölüm cezasına çarptırıIdı." | Open Subtitles | "المدعي العام يطالب بعقوبة الإعدام لايمز" |
Siz geri dönene ve onun yerini alana kadar, oğlunuzu sekiz ayrı cinayetten ölüm cezasına çarptıracağıma söz verebilirim. | Open Subtitles | ويمكنّني أن أعدكِ، إبنكِ سيواجه عقوبة الموت لثمان جرائم قتل مالم تسلّمي نفسكِ وتأخذين مكانه |
Sadece ölüm cezasına yakın olmasını haklı çıkarır. | Open Subtitles | أقرب شيء هو عقوبة الموت على ما أعتقد |
Siz geri dönene ve onun yerini alana kadar, oğlunuzu sekiz ayrı cinayetten ölüm cezasına çarptıracağım. | Open Subtitles | وإبنكِ سيواجه عقوبة الموت لثمان جرائم قتل مالم تسلّمي نفسكِ وتأخذين مكانه -ها هي، إنطلقوا |
Burada olmamızın sebebi Daniel Holden'ın cinayetten hüküm giymesi ve ölüm cezasına çarptırılması. | Open Subtitles | نحن هنا لأن دانيال هولدن أُدين بغير حق بسبب الجريمة , وحُكم عليه بالإدام . |
En son bir kadına güvendiğinde ölüm cezasına çarptırıldığını söyledin. | Open Subtitles | قلت آخر مرة ان وثقت بإمراة... انتهى بك الأمر للمحكوم عليه بالإعدام |
ölüm cezasına çarptırılabilir, evlat. | Open Subtitles | حسناً ذلك سوف يكون عقوبة الاعدام بُني |
Perry'cik ölüm cezasına karşı dır dır konuşan tek kişi. | Open Subtitles | (بيرى) هو الوحيد الذى يُثير ضوضاءً ضِد عقوبة الاعدام. |
"Ames ölüm cezasına çarptırıIdı." | Open Subtitles | "المدعي العام يطالب بعقوبة الإعدام لايمز" |
ölüm cezasına inanmadığını sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك لا تؤمن بعقوبة الإعدام |