"ölüm döşeğindeyken" - Translation from Turkish to Arabic

    • فراش الموت
        
    • فراش موته
        
    • فراش موتها
        
    ölüm döşeğindeyken, ve etrafında bir çok kişi oturuyorken, özellikle de yakın dostları ve ailesi ordayken, herkesin susmasını istedi. Open Subtitles وعندما كان على فراش الموت محاط بأهل بيته وأصحابه خاصة
    Annem ölüm döşeğindeyken, bana ondan bahsetti. Open Subtitles هذا ما أخبرتني به والدتي عندما كانت على فراش الموت.
    Annen ölüm döşeğindeyken Jimmy'ye göz kulak olacağına söz vermiştin. Open Subtitles لقد وعدتُ والدتك وهى على فراش الموت بأنك ستعتنى بـ جيمى
    En son anlarında ölüm döşeğindeyken bile hiç unutmayacağı şeyler vardı. Open Subtitles بالنهاية، حتى على فراش موته. كانت هنالك أشياءً لمّ ينساها قطّ.
    Bu tarihe, Kral ölüm döşeğindeyken falcıyla birlikte karar verdi. Open Subtitles لقد قرر الملك هذا الموعد طبقاً للتنجيم على فراش موته
    Annesi ölüm döşeğindeyken ona kendi çocuğunmuş gibi bakacağına söz verdin, değil mi? Open Subtitles . لقد وعدت امه علي فراش موتها . بأنك ستعتنين به كطفلٌ لك , اليس كذالك ؟
    Babam Erzebet'le ilgili bazı gerçekleri ancak yıllar sonra ölüm döşeğindeyken söyleyecekti. Open Subtitles وبعد سنة فقط كان على فراش الموت الا ان والدي اعترف لي ببعض الحقائق عن ارشبت 370 00: 35:
    Adam ölüm döşeğindeyken tüm sevdikleri Tanrı'dan af dilemesi için ona yalvarmışlar. Open Subtitles على فراش الموت يتوسلون أحبائه الى الله بأن يغفر له قبل أن يموت
    Bach ölüm döşeğindeyken, ...oğlunun piyanoda, onun parçalarını çaldığını duymuş. Open Subtitles تعلم من أنه عندما كان على فراش الموت وحيداً سمع ابنه يعزف على البيانو واحدة من .. مقطوعاته
    Babam ölüm döşeğindeyken son sözleri, benim için bazı şeyleri doğruladı. Open Subtitles عندما كان والدي ممداً على فراش الموت كلماته الأخيرة أكدت لي شيئاً
    Dostum, bundan 30 yıl sonra ölüm döşeğindeyken ne hatırlayacaksın? Open Subtitles يارجل 30 عام من الان عندما تكون على فراش الموت مادا ستتدكر
    Ben ölüm döşeğindeyken kimsenin ağzı boş durmuyordu. Open Subtitles حين كنت على فراش الموت قلتم الكثير جميعًا.
    Eşim ölüm döşeğindeyken onları bir araya getirmeye çalıştım, ama öldükten sonra, Fran'i bir daha asla görmek istemedim. Open Subtitles حاولت أن أجمعهم معاً عندما كانت زوجتي على فراش الموت لكن بعد وفاتها أردت رؤية " فران " ثانيةً
    Bu yüzden ölüm döşeğindeyken oğlum kulağıma eğilip şunu diyecek: Open Subtitles لـ هذا السبب عندما أكون على فراش الموت سوف ينحني إلي إبني ويقول لي
    Peki ya, ölüm döşeğindeyken,.. Open Subtitles ...ماذا إذا كان مثل ...كنا على فراش الموت
    Fraunhofer ölüm döşeğindeyken hükümet, onun optik camların yüksek teknolojisine ilişkin değerli bilgilerini en ufak ayrıntısına kadar muhafaza etmek istiyordu. Open Subtitles على فراش موته ناضلت الحكومة لحفظ كل شاردة من معرفته الثمينة عن التقنية العالية في مجال البصريات
    Ona, o ölüm döşeğindeyken, Shankar'ın Avanti'yle evleneceği sözünü verdi. Open Subtitles وعده على فراش موته بأن شنكار سيتزوج من أفانتى
    ölüm döşeğindeyken oğluna "Yalnız geldim ve bir yabancı gibi gidiyorum Ne kim olduğumu ne de ne yaptığımı bilmiyorum" demiştir. Open Subtitles على فراش موته ، قال لابنه "لقد أتيت وحيداً ، وسأرحل غريباً" "لا أعلم من أنا ، أو ماذا كنت أفعل"
    ölüm döşeğindeyken ne söylemiş biliyor musun? Open Subtitles أتعلمين ماذا قالت على فراش موتها ؟
    ölüm döşeğindeyken anneme hayallerini gerçekleştireceğime dair söz verdim. Open Subtitles أنتِ لن تجدي زوج! وعدت أمّي على فراش موتها بأنّي سأحقق حلمها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more