"ölüm-kalım" - Translation from Turkish to Arabic

• حياة أو موت

İlişkilerinizi düzeltmek için, ruhunuzun özünü sunmak için ve bunu başka birinde aramak için ölüm-kalım anını beklemek zorunda değilsiniz.
ليس عليك الإنتظار لحالة حياة أو موت لتسوية العلاقات التي تهمكم، لتقديم نخاع روحك والبحث عنه في الآخر.

Yalnızca durmadan ölüm-kalım durumlarıyla karşılaşıyorduk ve bu her zaman seksi bir şeydir.
إنه كان أكثر عن هذه المواقف حياة أو موت و كل هذا كان دائما مثير

Öğrendim ki, her şeyi ölüm-kalım meselesi olarak göremezsin çünkü birçok kez öleceksin.
لقد تعلمت أنه لا يمكنك التعامل مع كل موقف بإعتباره موقف حياة أو موت لأنك حينها ستموت كثيرا

Bu tarz bir işlem, ölüm-kalım durumu varsa, onların hayatını kurtarmak için yapılır.
انها مسألة حياة أو موت و هذا كل ما يمكننا فعله لانقاذهما

Bu yüzden bu ölüm-kalım meselesinde temin edebileceğiniz her türlü yardım ve desteği istiyoruz.
لذلك يجب أن نطلب منكم كل المساعدات والتعزيزات التي يمكنكم تقديمها كمسألة حياة أو موت

Ondan sonra bir başka ölüm-kalım durumuyla yüzleşemedim.
لم أستطع مواجهة موقف حياة أو موت بعد ذلك

Zamanında biri futbolun ölüm-kalım meselesi olmadığını söylemişti.
رجل عظيم قال ذات مرة كرة القدم ليست مسألة حياة أو موت

Acil bir görevim var.ölüm-kalım meselesi.
إنّي في مهمّة عاجلة، إنّها مسألة حياة أو موت.

Evet, hak etmiyor ama bu ölüm-kalım meselesi.
لا ، إنها لاتستحق ولكنه أمر حياة أو موت ، تعلمون

Acil demek, ölüm-kalım meselesi demektir. Anlıyor musun?
إن الأمر الطارئ عبارة عن مسألة حياة أو موت

Her gün ölüm-kalım kararları alıyorsun.
تتخذ قرارات حياة أو موت كل يوم

- Böyle değil. Uçakta ölüm-kalım'la ne demek istedin?
- ليس هكذا ماذا كنت تقصدين بأنها مسالة حياة أو موت ؟

Şimdi korkusundan ölüm-kalım kararı veriyor.
والآن هو يتخذ قرار حياة أو موت

Bu şey gibi ölüm-kalım meselesi gibi.
شئ هاماً .. مثل حياة أو موت - إسمعنى إسمعنى -

"Çünkü bu bir ölüm-kalım meselesiydi."
كانت مسألة حياة أو موت

ölüm-kalım meselesi.
ستكون مسألة حياة أو موت

Evet, ölüm-kalım durumu yaşamıştık.
كانت حالة حياة أو موت

ölüm-kalım meselesi olmamış olsa bunu istemezdim Lois.
لم أكن لأطلب منك هذا يا (لويس) لو لم تكن مسألة حياة أو موت

Orada öylece duruyordu, ne tesadüfse giriş de bir morga bakıyordu, (Kahkahalar) Bana bir ölüm-kalım sorusu vardı.
وهناك كانت تقف في مختبري، من سخرية القدر أطلت على مدخل المشرحة (ضحك) سألتني سؤالاً بمثابة مسألة حياة أو موت بالنسبة لي.