"öldüğü sırada" - Translation from Turkish to Arabic

    • وقت مقتل
        
    • وقت وفاة
        
    • وقت وفاتها
        
    • عندما توفي
        
    • عندما مات
        
    • وقت موت
        
    • و هو يموت
        
    • لقد مات وهو
        
    -Bayan McGinty öldüğü sırada Bayan Carpenter, evli değilmiş. Open Subtitles فى وقت مقتل السيدة ماجنتى ,مدام كاربنتر لم تكن مدام كاربنتر بعد.
    Babamın öldüğü sırada görevde olan hemşirenin yazmış olduğu raporu hastaneden istedim. Open Subtitles طلبت من المشفى إرسال تقريرهم الداخلي المأخود من قبل الممرضة التي كانت هناك وقت وفاة والدك
    öldüğü sırada diğer teki merhumun üzerindeydi. Open Subtitles والذي توافق تماماً مع القرط... الذي كانت تضعه الفقيدة وقت وفاتها
    Doktorun dediğine göre öldüğü sırada fiziksel şok halindeymiş. Open Subtitles وقال الطبيب انه كان في صدمة غريبة عندما توفي
    öldüğü sırada, bu iş üzerinde çalışıyor olmalıydı. Open Subtitles لابد أنها القضية التي كان يعمل عليها عندما مات
    Teddy'nin öldüğü sırada, garip bir şeyler fark ettiniz mi? Open Subtitles حول وقت موت تيدي، كان عنده أنت حدث أيّ شئ الملاحظ الغريب؟
    Bir adam için delirdiğinden öldüğü sırada babanın yanında olamadın. Open Subtitles لإنكِ كنتِ مجنونة بسبب رجل، لم تتمكني من البقاء بجانب والدكِ و هو يموت.
    öldüğü sırada ereksiyon halindeymiş. Open Subtitles لقد مات وهو مثار
    Eğer bana Richard'ın öldüğü sırada birlikte olduğunuz müşterinizin adını verirseniz şuç mahalinden başka bir yerde olduğunuzu onaylayabilirim. Open Subtitles إذا أعطيتني اسم العميل الذي كُنتي معه في وقت مقتل ريتشارد أستطيع أن أؤكد حجةَ غيابك
    Eğer bana Richard'ın öldüğü sırada birlikte olduğunuz müşterinizin adını verirseniz şuç mahalinden başka bir yerde olduğunuzu onaylayabilirim. Open Subtitles إذا أعطيتني اسم العميل الذي كُنتي معه في وقت مقتل ريتشارد أستطيع أن أؤكد حجةَ غيابك
    Yaş, kilo, boy, ırk, ailenin öldüğü sırada serbest olup olmadıkları gibi özelliklere. Evet? Open Subtitles العمر والحجم والطول والعرق ولو كانوا أحرار وقت مقتل والديك
    Poirot, dün amcanız öldüğü sırada ne yaptığınızı bilmek istiyor. Open Subtitles يجب أن أسألك هذا، "بوارو" يريد أن يعرف ماذا كنت تفعل ليلة الأمس -في وقت وفاة خالك
    Dani'nin öldüğü sırada, ben eski karımla birlikteydim. Open Subtitles في وقت وفاة داني، كنتُ مع طليقتي
    Az önce beni aradılar ve onlara, onlara Alan'ın öldüğü sırada seninle birlikte olduğumu söyledim. Open Subtitles لقد اتصلوا بى من فترة واخبرتهم (اخبرتهم أننى كنت معك وقت وفاة (ألان
    Büyükanne öldüğü sırada o evden çıkarken görüntülendin. Open Subtitles انا اتكلم عن خروجك فى نطاق وقت وفاتها
    Patologun raporunu gördüğünüz zaman fark edeceksiniz ki Sarah Kay öldüğü sırada 6-7 haftalık hamileymiş. Open Subtitles وعندمـايصلتقريرالطبيبالشرعي، ستعملوا ان (ساره كاي) كانت حامل بالـأسبوع السادس او السابع وقت وفاتها.
    Chris, babası öldüğü sırada 12 yaşındaydı. Open Subtitles كريس كان في الثانية عشرة عندما توفي والده
    Babam öldüğü sırada ben daha küçücük bir kızdım. Open Subtitles كنتُ مجرد فتاة صغيرة عندما توفي والدي
    Hasta öldüğü sırada yanında değildim. Open Subtitles أنا... أنا لم أكن مع المريض عندما توفي
    öldüğü sırada onun dükkanında olduğun gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles ذلك لا يغيّر من حقيقة أنّكَ كنتَ بمتجره عندما مات
    Eğer öldüğü sırada evde birileri varsa arka kapıdan çıkmaya zamanları varmış. Open Subtitles إذا كان هناك شخص آخر في المنزل عندما مات كان لديه الوقت بإن يخرج من الباب الخلفي
    Luke, öldüğü sırada artık size kızgın değildi. Open Subtitles عندما مات لوك لم يكن غاضباً منك
    Nate, bu Blaire'in öldüğü sırada Megan'la birlikte olduğunuzu gösteriyor. Open Subtitles (نيت)، ذلك أيضًا يُخبرنا بأنّك و(ميغان) كُنتما معًا تمامًا في وقت موت (بلير)
    Bir adam için delirdiğinden öldüğü sırada babanın yanında olamadın. Open Subtitles ،لإنكِجننتِبسببرجل لم تتواجدي حتى و هو يموت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more