"öldürülmeden hemen önce" - Translation from Turkish to Arabic

• قبل أن يُقتل
• قبل ان يقتلوا بقليل
• قبل مقتله
• قبل أن يقتل
• قبل قتلها
• قبل مقتلها

Bay Kazinsky, Büyükelçi'nin öldürülmeden hemen önce birşeyler dediğini duydum.
سيد كاذنسكي, لقد سمعت السفير يقول شئ قبل أن يُقتل

Ducky'nin dediğine göre Armstrong öldürülmeden hemen önce.
وفقاً لـ (داكي)، هذا حدث مباشرة قبل أن يُقتل (أرمسترونغ). لابد من وجود علاقة.

öldürülmeden hemen önce, yastıklar kemer yardımıyla yüzlerine bağlanmış.
الوسائد مربوطة على رؤوسهم باستعمال احزمة قبل ان يقتلوا بقليل

öldürülmeden hemen önce fantezi futbol piyangosunu kazanması da ne tesadüf.
و لقد وجدت صدفةً أنه فاز بجائزة قبل مقتله.

- Merhaba, ben Mick Haller mesajlarımı kontrol ettiğimde fark ettim ki Frank, öldürülmeden hemen önce beni aramış.
- "انظري , معكِ "مايكل هالر .. لقد تفحصت رسائلي ويبدو أن "فرانك" اتصل بي قبل مقتله بقليل

Jerome öldürülmeden hemen önce, oturduğunu biliyoruz.
قبل أن يقتل " جيروم " نعرف أنه كان جالس

Annem öldürülmeden hemen önce bir mahkeme dosyasının talebinde bulunmuş, ve o dosya kayıp.
طلبت أمّي ملفاً من المحكمة قبل قتلها وقد إختفى هذا الملف

Nicole öldürülmeden hemen önce, 90 olan nabzı 75'e düşmüş.
قبل مقتلها بقليل مدى إنقباض القلب نزل من 90 إلى 75

Jack Sinclair öldürülmeden hemen önce duyduğumuz ses bu.
هذا الضجيج الذي على الشريط قبل أن يُقتل (جاك سنكلير).

öldürülmeden hemen önce.
قبل أن يُقتل

öyle görünüyor ki Frank öldürülmeden hemen önce beni aramış.
لقد تفحصت رسائلي ويبدو أن "فرانك" اتصل بي قبل مقتله بقليل

Dün gece öldürülmeden hemen önce arabasındaymışsın.
ليلة أمس قبل مقتله كلا لم أكن

- öldürülmeden hemen önce.
و كان ذلك قبل مقتله بقليل

Dijital bir görüşme noktasına. öldürülmeden hemen önce.
-موقع آمن رقمي، مباشرة قبل أن يقتل

- öldürülmeden hemen önce yazmış.
- كتبه قبل أن يقتل مباشرة

Bu da öldürülmeden hemen önce onu izlerkenki resminiz.
وهذا أنت، تُطاردها قبل قتلها بوقتٍ قصير.

öldürülmeden hemen önce bileziği varmış.
-كانت ترتدي سواراً مباشرة قبل قتلها

Karısı öldürülmeden hemen önce karısına hayat sigortası yaptırmış. - Atalım içeri.
لقد قام بالتأمين على حياة زوجته قبل مقتلها تماماً

Evet, efendim, Bay Jerome'un öldürülmeden hemen önce nerede olduğunu belirledik.
أجل قررنا أين كانت الضحية قبل مقتلها