"öldürecek kadar" - Translation from Turkish to Arabic

    • بما يكفي لقتل
        
    • كفاية لقتل
        
    • لدرجة القتل
        
    • كافية لقتل
        
    • كفاية لقتلي
        
    • بما يكفي ليقتل
        
    • يكفي للقتل
        
    • يكفي بقتله
        
    • يكفي لقتله
        
    • فيه الكفاية لقتل
        
    • الكافي للقتل
        
    • بما فيه الكفايه لقتله
        
    Whitman Price'ı öldürecek kadar sert bir yumruk atmak için. Open Subtitles لرمي لكمة من الصعب بما يكفي لقتل ويتمان الأسعار.
    Eğer eski kız arkadaşını öldürecek kadar hastaysa, o halde biz bir sosyopatlıktan bahsediyoruz. Open Subtitles لو كان مريضاً بما يكفي لقتل خليلتُه السابقة هكذا، فإننا نتحدّث إذن عن مُعتلّ إجتماعي.
    Duygusal derken, kendini öldürecek kadar duygusal mı? Open Subtitles عندما تقول بأنه كان عارماً هل تعني بانه كان عارم كفاية لقتل نفسه؟
    Ama ne türden bir mesaj birilerini öldürecek kadar önem arz edebilir? Open Subtitles ولكن السؤال ما نوع الرسائل المهمة لدرجة القتل من أجلها؟
    Testler gayet ilkel yollarla yapıldı ancak babanızın vücudunda bir hipopotamı öldürecek kadar arsenik var. Open Subtitles الإختبارات كانت حاسمه لديه كميّة من الزرنيخ في جسمه كافية لقتل فرس نهر
    Tüm gücümü halkıma dağıtıyorum. Artık beni öldürecek kadar güçlü değilsin. Open Subtitles إنّي أتّصل بكلّ قوّة قومي، لم تعُد قويًّا كفاية لقتلي.
    İkiniz de gerçekte adam öldürecek kadar erkek değilsiniz. Open Subtitles لا أحد منكما رجل بما يكفي ليقتل رجلاً بشكل حقيقي
    Evet, kalite çok kötü ama şu adamın öldürecek kadar öfkelendiğini biliyoruz. Open Subtitles نعم، الجودة سيئة ولكن اعتقد انه يجب القول أن هذا الرجل غاضبا بما يكفي للقتل
    Arkadaşımızı öldürecek kadar oyuna bağlı olduğumuzu soruyorsanız değildik. Open Subtitles لم تكن مرفقة بما يكفي لقتل صديقنا إن كان ذلك ما تلمحين إليه
    Polis katilleri özel önceliğe sahiptirler çünkü bir polis öldürecek kadar çılgın biri, silahsız sivilleri çok daha kolay öldürebilir. Open Subtitles لأن أي رجل مجنون بما يكفي لقتل شرطي هو أكبر تهديد على المدنيين العزل -صحيح
    Ayıyı öldürecek kadar güçlü değilsen, ayının gücünü onu öldürmek için kullan. Open Subtitles اذا كنت لست قوياً ... بما يكفي لقتل الدب .فإستَغل قوة الدب لقتله ...
    Öyleyse kardeşinin birini öldürecek kadar bunalımda ya da hasta olup olmadığını bilmek istiyorum. Open Subtitles ما أرغب بمعرفته هو إن كان شقيقكَ مكتئباً أو مختلاً كفاية لقتل أحدهم ؟
    Lütfen bana, davamızdaki tek görgü tanığımızı öldürecek kadar, salak olduğumuzu düşündüğünü söyleme. Open Subtitles من فضلك لا تقولي لي بانك تعتقدين اننا أغبياء كفاية لقتل شاهد العيان الوحيد في محاكمتنا
    Hayır, bıçağı aldın çünkü George'un karısını öldürecek kadar sinirli olacağını düşündün. Open Subtitles (كلاّ، كانت السكين معكِ لأنّكِ ظننتِ أنْ (جورج سيكون غاضب كفاية لقتل زوجته
    - öldürecek kadar sıkı. Open Subtitles شعور رائع لدرجة القتل
    öldürecek kadar kötü hissettirmiş. Tony, Tony kılığında. Open Subtitles ربما شعرتِ بالسوء لدرجة القتل. إنه (طوني) يقلد (طوني).
    İnsanları öldürecek kadar mı? Open Subtitles أهي كافية لقتل أحدهم ؟
    - Bir rahibi öldürecek kadar mı? Open Subtitles - وهل هي كافية لقتل قس؟
    Cacodemon'un beni öldürecek kadar güçlü değil. Open Subtitles كوكوديمون الخاص بك لم يكن قويا كفاية لقتلي
    Sana alkollü buzlu çay ikram ederdim ama ben bir katırı öldürecek kadar sert severim. Open Subtitles أجل، أنا أقدّم لكَ بعض الشاي الحلوّ، لكنّي أحبّه قويّ بما يكفي ليقتل بغل.
    öldürecek kadar mı? Open Subtitles ربّما مجنون بما يكفي للقتل.
    Biz zamanı geldiğinde onu öldürecek kadar daha fazla olacak. Open Subtitles سيكون لدينا ما يكفي بقتله عندما يحين الوقت
    Ama soru şu: Onu öldürecek kadar çok mu istiyorlardı bunu? Open Subtitles السؤال هو , هل كانوا يريدون ذلك سيئة بما يكفي لقتله لذلك؟
    Birini öldürecek kadar, çıldıracağını düşünmüyorsun ya? Open Subtitles ألا تعتقد بأنه يصبح عنيفاً بما فيه الكفاية لقتل شخص ما؟
    Evet, adam öldürecek kadar. Open Subtitles الجنون الكافي للقتل
    - Bakalım Billy'i önemseyen birileri var mı. - Birisi öldürecek kadar önemsemiş. Open Subtitles جسناً, شخص اهتم بما فيه الكفايه لقتله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more