"ölmelerine" - Translation from Turkish to Arabic

    • يموتون
        
    • يموتوا
        
    • يَمُوتونَ
        
    Ne yapıyorsunuz? ölmelerine izin mi veriyorsunuz? TED اذا مالذي يمكن فعله .. هل نتركهم يموتون ؟
    Bütün gardiyanların ölmelerine izin vereceklerdir çünkü tek istedikleri şey bizi burada tutmak. Open Subtitles سيدعوا الحراس يموتون كل ما يهتمون به هو أن نبقى بالداخل
    - Onlara dikkat et Gale. Ne olursa olsun, açlıktan ölmelerine sakın izin verme. Open Subtitles اهتم بهم , جايل مهما حدث فقط لا تدعهم يموتون جوعا
    Hak ettikleri itibarla ölmelerine izin vermeniz için size yalvarıyorum. Open Subtitles أتوسل إليك أن تجعلهم يموتوا بالكرامة التي يستحقونها
    Kötü şartlara rağmen hem elinden geleni yapıyorsun hem de bir şey yapmadan ölmelerine izin veriyorsun. Open Subtitles في هذه الحالة، أن تفعل ما تستطيعين عليه في وسط هذه الفوضى أم أن لا تفعلي شيء وتتركيهم يموتوا
    Bunu düşünürken ölmelerine izin veremem. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ تَرْكهم يَمُوتونَ تَفْكير ذلك.
    ölmelerine izin vermezsem meslektaşlarımdan biri ölür. Open Subtitles إن لم أتركهم يموتون , عندها أحداً من زملائي سيموت.
    100 adamın radyasyon zehirlenmesi yüzünden ölmesinden bahsediyoruz ve sen ölmelerine izin vermenin doğru karar olacağını mı söylüyorsun? Open Subtitles نحن نتحدث عن 100 من رجالهم يموتون ببطء بسبب التسمم الاشعاعي وأنت تعتقد ان ترك هذا يحدث
    Bu adamların hatalarım yüzünden ölmelerine müsade edemem. Open Subtitles لا يمكننى ترك هؤلا الرجال يموتون بسبب خطأي.
    Meta-insanların ne ölmelerine ne de kaçmalarına izin veremem. Open Subtitles لست مستعداً لترك المتحولين يموتون ولا يمكننا تركهم يهربون أيضاً
    Burada durup ölmelerine seyirci kalamam da ondan. Open Subtitles لأن لا يمكنني أن أقف هنا وأشاهدهم يموتون
    ölmelerine izin verme! Hey, can simidini tut, tut. Open Subtitles لا تدعهم يموتون هيا ألتقط طوق النجاه، أمسكه
    Seni yetiştirdiler seni sen yapan her şeyi onlar verdi sen ise ölmelerine izin verdin. Open Subtitles ‏بعد أن ربوك‏ ‏ومنحوك ما أنت عليه،‏ ‏تركتهم يموتون.
    Masum insanları büyücülükle suçlayıp ölmelerine göz yumdunuz. Open Subtitles لقد اتهمت ابرياء بالسحر و تركتهم يموتون
    Burada ölmelerine izin verme. Anladın mı? Open Subtitles لا تتركهم يموتون في هذا المكان
    Öylece durup ölmelerine izin mi vereceğiz? Open Subtitles أيفترض بنا ان نقف معهم ونتركهم يموتون
    Açlıktan ölmelerine izin mi vereceksin? Open Subtitles أيُمكنك أن تدعهم يموتون جوعاً ؟
    Hepsi senin suçun, ölmelerine gerek yoktu. Open Subtitles هذا خطأك لم يكن من المفترض أن يموتوا
    Ve ölmelerine izin vermeye gönüllüymüş. Open Subtitles وكان على استعداد أن يدعهم يموتوا
    Aslında, ölmelerine izin vermeyeceğim. Open Subtitles في الحقيقة، لَنْ دعْهم يَمُوتونَ مطلقاً.
    Eğer ölmelerine izin verseydim o fırtınadan kurtulabilirdik. Open Subtitles رُبَّمَا كنا تَجاوزنَا تلك العاصفةِ إذاكنت تَركتُهم يَمُوتونَ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more