"ölmeyeceğim" - Translation from Turkish to Arabic

• أموت
• اموت
• أمت
• أموتَ
• لَنْ أَمُوتَ
• وأموت

Bak, ne yarın ne de bir başka gün yangında ölmeyeceğim, tamam mı?
انظر, لن أموت فى الحريق غداً ولا فى أى يوم آخر, هل فهمت؟

Ama ben evcil bir Kızılderili olarak ölmeyeceğim.
لكن حين أموت لن أموت كهندي في معسكر إحتجاز

Uyuşturucu belasından uzak duracağım ama birçok aşk ilişkisine gireceğim ve belki genç öleceğim belki de ölmeyeceğim.
سأتجنّب ادمان المخدرات، ولكن ستكون لي عدة علاقات غرامية، وربما لا أموت صغيرة.

Ben böyle bir evde ölmeyeceğim. Sana söz veriyorum.
انا لن اموت في هذا المنزل بهذا الشكل ..أعدك بذلك

Uçuyorum diyebilirim. Sadece hayatta değilim, ki bunun anlamı asla ölmeyeceğim demek.
أقصد أنا فى قمه حياتى , أنا لست حى مما يعنى أنى لن أموت أبداً

Beni bir kez vurmana izin vereceğim, ve karşılığında, ölmeyeceğim.
سأمنحكَ فرصةً لتهجُم علي و في المُقابِل لا أموت

Eşim ve kızımla pikniğe gitmeden ölmeyeceğim.
لن أموت قبل أن أذهب برحلة مع زوجتي وابنتي..

Ben de bir karar veriyorum. ölmeyeceğim. Buradan kazasız belasız kurtulacağız.
لقد اتخذت قراري بأنني لن أموت سوف ننجو من هذا

Bu gece ölmeyeceğim! Dikkat et!
ــ استمع الى صديقك، الكمه ــ لن أموت الليلة حاذر

O zaman ben ölmeyeceğim. Benim bir karım ve çocuklarım var. Ben ölmeyeceğim,
إذاً فانا أريد أن أموت لديّ زوجة وأطفال , لن أموت

Lanet olsun. Kalpten ölmeyeceğim.
اللعنة على ذلك , لا أريد أن أموت بسبب أزمة قلبِية

Bak, seni havalanına kadar götürürüm ama senin için ölmeyeceğim.
اسمعي , سوف أمنحك توصيلـة للمطـار إذا أحببت , لكنني لن أموت من أجلك

Eğer kansersem ve sizin bunu bildiğinizi öğrenirsem, yalnız ölmeyeceğim demektir.
إذا كان السرطان، وإكتشفت أنكِ تعرفين، فأنا لن أموت لوحدي.

Özgürlüğümü kazanana ve onu yeniden kollarıma alana dek ölmeyeceğim.
لن أموت حتى أفوز بحريتي وأضمها بين ذراعيّ مجدداً

Ama burada ölmeyeceğim.
سأخبرك بكل ما تُريد معرفته. لكنني لن أموت هُنا.

Kendini motosikletli önemli bir erkek gibi hissedesin diye ölmeyeceğim.
أنا لن اموت على جسر لكي تشعر كرجل كبير على دراجة نارية

Bize karşı savaş açan bir kilisenin hâkimiyetinde ölmeyeceğim.
لن اموت بينما قداسة الكنيسة تلوح بالحرب ضدنا

Ölüyormuşum gibi gözükecek... ama aslında ölmeyeceğim.
سيبدوا أننى سألقى حتفى ولكن لن اموت حقاً.

Ben söyleyene kadar, ölmeyeceğim.
لن أمت قبل أن أقرر هذا

Çok yaşlıyım... Korkuyorum... Asla ölmeyeceğim.
أنا كهلـة ، وخائفة أخشى بأن لن أموتَ أبداً

Sizin keyfiniz için bu fırtınada ölmeyeceğim.
أنا لَنْ أَمُوتَ في عاصفة لإرضائكِ

Bu oyunla ilgili tüm kuralları biliyorum, ve kesinlikle tekerlekler ardında ölmeyeceğim.
أعرف كل شيء بخصوص هذا العمل لن أُهدر حياتي وأموت خلف عجلة القيادة