| Bu San Francisco'nun 80 milyon dolar gibi bir rakamı her yıl ön duruşma hapsine harcadığı anlamına geliyor. | TED | وهذا يعني أن سان فرانسيسكو تنفق حوالي 80 مليون دولار سنويًّا لتمويل احتجازات ما قبل المحاكمة. |
| Anneyle baba birbirini suçluyor. ön duruşma bugün. | Open Subtitles | من كلا الوالدين، وهناك جلسة استماع قبل المحاكمة اليوم. |
| Çalışmanın dışında kalalım diye ön duruşma önergemize evet demiştiniz, sayın yargıç. | Open Subtitles | شرفك، منحك ما قبل المحاكمة لدينا اقتراح لاستبعاد الدراسة د |
| Eyaletin geçerli neden için kanıt sunması gerektiği ön duruşma hakkına sahipsiniz. | Open Subtitles | يحق لك جلسة إستماع أولية والتي تكون الولاية موجودة بها لتقديم الأدلة التي تملكها |
| Bize hapislerimizin suçlular için olduğu söylense de istatistiksel açıdan asıl olay bu değil: Hapiste olan beş insanın üçü ön duruşma süresinde içeride. | TED | قيل لنا أن سجوننا هي أماكن للمجرمين، ولكن الأمر ليس كذلك إحصائيًّا: ثلاثة من كل خمسة أشخاص في السجن الآن هناك دون محاكمة. |
| -Aynen karşılık vermek yerine yargıçtan ön duruşma talep etmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | حسناً, بدلاً من الرد بعطف أنوي أن أطلب من القاضي جلسه سماع |
| Yarın her şey iyi geçecek. Sadece ön duruşma yapılacak. | Open Subtitles | غدا سيكون الأمر على ما يرام انها مجرد جلسة استماع ما قبل المحاكمة |
| ön duruşma için üç dava özetimiz hazır. | Open Subtitles | لقد أعددنا ثلاث عرائض لجلسات استماع ما قبل المحاكمة |
| Şimdi, ön duruşma başlasın... Elinizde ne var? | Open Subtitles | والآن, إلى مرافعات ما قبل المحاكمة, مالذي لديكم؟ |
| Açıkçası Sayın Yargıç, bu ön duruşma için bu gizli kaydı seyircilerin görmesine izin vermemenizi önermek istiyorum. | Open Subtitles | في الواقع، سيدي القاضي أود أن أقترح أن السبب السابق لطلب ما قبل المحاكمة هذا |
| Yarın soruşturma niteliğinde bir ön duruşma olacakmış. | Open Subtitles | من المفترض أن يكون هناك قبل المحاكمة... جلسة إستماع... |
| Bugün öğleden sonra ön duruşma ayarladık. | Open Subtitles | سنعقد جلسة ما قبل المحاكمة بعد الظهيرة |
| Bay Agos, ben sizin ön duruşma hizmeti yetkiliniz Joy Grubick, | Open Subtitles | سيد ( أغوس ) ؛ أنا ضابطة الخدمة ( قبل المحاكمة ( جوي جرابيك |
| Ama yarınki ön duruşma için hazır bulunmak zorundayız. | Open Subtitles | لكن عليه الحضور غداً لجلسة إستماع أولية |
| Sahiden ön duruşma koparmayı başardı mı? | Open Subtitles | حصل على جلسه سماع حقاً؟ |