"öncelikli bir" - Translation from Turkish to Arabic

• من أولوياتنا
• له الأولوية
• أولوية قصوى
• ذات أولوية

Bayan Dutta, bunun öncelikli bir konu olmasına rağmen duruşma sonraki bir tarihe ertelenecek ve size haber verilecektir.
(و لكن ستكون المسألة من أولوياتنا يا سيدة (دوتَّا سوف تُعلمك المحكمة بموعد الجلسة التالية

Etüt sınıfından daha öncelikli bir durumdu.
مؤتمر قمة كان له الأولوية عن قاعة الدرس

Savunma Bakanı'ndan öncelikli bir arama isteği.
هذا طلب له الأولوية من وزير الدفاع

Pekala, bugün bizden birisini kaybettik. Bu öncelikli bir durum.
حَسَناً، فَقدنَا العائلةَ اليوم هذه أولوية قصوى

Bu yüksek öncelikli bir durum. Tam Ulusal Güvenlik yetkim var.
هذا موقف ذو أولوية قصوى أنا لديّ تفويض كامل من وكالة الأمن القومي

Laboratuarı arayıp öncelikli bir örnek geldiğini söylerim.
سأخبر المخبر ان هناك عينة ذات أولوية في طريقها

Dedikoduya göre yakın zamanda burada yüksek öncelikli bir tablo da satmış.
وإيضاً أشيع بأنه باع مؤخراً . لوحة ذات أولوية هنا

Onu, ABD hapishanesinden kaçırmak sadece öncelikli bir olay değil, ...aynı zamanda da güç gösterisi.
إخراجه من سجن أمريكي هو الآن أولوية قصوى إنه عرض قوة مذهل

Dragonfly, burası Coach 1. Bu öncelikli bir emirdir.
"دراجون فلاي" هنا "كوتش واحد" هذه أوامر ذات أولوية قصوى.

Dragonfly, burasi Coach 1. Bu öncelikli bir emirdir.
"دراجون فلاي" هنا "كوتش واحد" هذه أوامر ذات أولوية قصوى.

İki ve üç numaralı Delta timleri, bu öncelikli bir görev.
فرق "دلتا" 2 و3، هذه عملية ذات أولوية قصوى