Bir şeyleri önemli olduğu için yapmaya, sevdiğimiz için, ilginç olduğu için yapmaya, önemli bir şeyin parçası olduğu için yapmaya. | TED | مبني حول الرغبة في إنجاز المهمات لأنها مهمة لأننا نستمتع بذلك، لأنها مشوقة ولأنها جزء من شيء مهم. |
Hiç iyi bir zaman değil. Çok önemli bir şeyin ortasındayım. | Open Subtitles | ليس وقتا طيبا، وأنا في منتصف من شيء مهم. |
Şimdi, birileri, bu bahçe çok önemli bir şeyin gömülü olduğunu söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | يحاول أحدهم إخباري بأن شيئاً مهماً مدفوناً في الحديقة |
Söyleyecek önemli bir şeyin olduğunda ara. | Open Subtitles | إتصل بي عندما يكون بححوزتك شيئاً مهماً تقوله |
önemli bir şeyin ortasındayım. | Open Subtitles | أنا في منتصف أمر مهم |
Şimdi olmaz Brick. önemli bir şeyin ortasındayız. | Open Subtitles | (ليس الآن، يا (بريك إننا منهمكون في أمر مهم |
Hava durumu psişik güçlerimi azalttı, ...ama o kapıdan önemli bir şeyin girmek üzere olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | الطقس أضعف القوى الروحانية لديّ لكنِّي أشعر أن هناك شيء كبير على وشك أن يأتي من وراء هذا الباب |
Son dört ay boyunca, bu kadar önemli bir şeyin parçası olmak benim için bir onur ve ayrıcalık oldu ve bundan gerçekten onur duyuyorum. | Open Subtitles | منذ الاشهر الاربعة الاخيرة, لقد كان لي الشرف و والامتياز بأن أكون جزء من شيء مهم جداً |
Evet, hem mutlu ediyor hem de önemli bir şeyin parçasıymışım gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | أجل، و أشعر بأنّي جزء من شيء مهم |
Bize söyleyecek önemli bir şeyin mi var? | Open Subtitles | قلتَ إن لديكَ شيئاً مهماً لتخبرنا إياه |
Dr. Duyarlı ve Dr. Eşşoleşşek. Bunu hak ettim; fakat çok, çok önemli bir şeyin farkına vardım. | Open Subtitles | (ـ أنت الدكتور ( ثعلب) والسيد( حمار ـ أعرف لكني أدركت شيئاً مهماً |
Yapman gereken önemli bir şeyin olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تفعل شيئاً مهماً |
önemli bir şeyin ortasındaydım. | Open Subtitles | لقد كنت في وسط... أمر مهم |
Söyleyecek önemli bir şeyin olduğunda anlarım. | Open Subtitles | عندما يكون هناك شيء كبير تحاولين ألا تقوليه. |