| Her neyse gördüğünüz gibi ben İrlandalıyım ve konuşmanın ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | TED | علي أي حال، أنا أيرلندي، كما ترون ذلك، أنا أعرف أهمية التخاطب. |
| Evet, önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أجل, أعلم أنه كذلك. |
| Ajan Fitz'in onun için önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ما يكونه العميل (فيتز) بالنسبة لها |
| Bunun senin için önemli olduğunu biliyorum ve dışında kalmalıydım. | Open Subtitles | أعرف كم كان يعني لك هذا وأنا .. أنا فقط وجب بي أن أبقى بعيداً عنه |
| Bunun senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف كم يعني الأمر بالنسبة لكِ |
| Son teslim tarihinin farkındayım ve önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعمل على ذلك أعرف الموعد النهائي وأعرف أن الأمر مهم |
| Senin için nasıl önemli olduğunu biliyorum. Senin için herşey demek. | Open Subtitles | لكني أعرف كم هو مهم لك وأعرف أنه كل حياتك |
| Ve sizin için de önemli olduğunu biliyorum, yoksa onu aramazdınız, değil mi? | Open Subtitles | وأنا أعرف أنها مهمة لك أيضا وإلا لما كنت إتصلت به، صحيح؟ |
| Yarışın senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا ولكنني أعلم أهمية هذا السباق إليك |
| Senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum, ama diplomatik bağlarımızı koparmak üzereyiz. | Open Subtitles | أتمنى لو أنني استطعت. أعلم كم هي مهمة هذه الأمور بالنسبة لك. لكننا على وشك قطع العلاقات الدبلوماسية |
| Neyin önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ما هو المهم |
| Dinle tatlım, işinde yükselmenin senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي, عزيزتي,أنا أعرف أهمية هذا العمل لك |
| Bunun halkımız için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أهمية هذا الأمر لقومنا . |
| Ajan Fitz'in onun için önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ما يكونه العميل (فيتز) بالنسبة لها |
| Bak, onun senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا أعرف كم كان يعني لك. |
| Bak, Don'nun senin için çok önemli olduğunu biliyorum ve eğer biraz göz yaşı dökmek istersen, gidip sana biraz zayıflık mendili getirmekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | أعرف كم كان يعني لك (دون)، لذا لو أردت إدراف بعض الدموع، سأذهب لأجلب لك مناديل بكلّ رحابة صدر |
| Senin için önemli olduğunu biliyorum, ben de geri vermek istiyorum. | Open Subtitles | أعرف كم يعني هو لك، لذا سأعيدهُ لك. |
| Senin için önemli olduğunu biliyorum, ben de geri vermek istiyorum. | Open Subtitles | أعرف كم يعني هو لك، لذا سأعيدهُ لك. |
| Brick, üzgün olmanı anlıyorum ve bunun senin için çok önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أتفهم أنك مستاء وأعرف أن الأمر مهم جدًا بالنسبة لك |
| Bunun senin için önemli olduğunu biliyorum ama - ben o aylık çeke muhtacım. | Open Subtitles | حسناً، أعرف أن هذا مهم لك لكنّي أعتمد على الشيك كلّ شهر. |
| Bir sürü deney yapıyorsun, bunun senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها مهمة لك في كل تجاربك. |
| Kreşin ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعني أعلم أهمية المدرسة الابتدائية |
| Senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لقد تركت مساحه من أجل المربى الخاص بك أقصد أعلم كم هي مهمة إليك |
| Ama artık neyin önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ،لكني أعرف ما هو المهم الآن |