"önemli ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • مهم
        
    • ومهم
        
    • أهمية
        
    • ومهمة
        
    Böyle şeylerde iyi değilimdir ama bu önemli ve biraz tuhaf. Open Subtitles لست جيداً بهذه الاشياء و لكنه أمر مهم و غريب قليلاً
    Kulağa çılgınca gelecek ama bu önemli ve bana güvenmen gerekiyor. Open Subtitles وسيبدو غير منطقي، لكنه مهم و احتاج منك أن تثق بي
    New York City'deki İtalyan gangsterler içinde çok önemli ve gerekli biriydi. Open Subtitles .. لأنه كان حيويًا ومهم جدًا لـ رجال العصابات الإيطالية في نيويورك
    New York City'deki İtalyan gangsterler içinde çok önemli ve gerekli biriydi. Open Subtitles .. لأنه كان حيويًا ومهم جدًا لـ رجال العصابات الإيطالية في نيويورك
    Çocukların dünyadaki en önemli ve savunmasız kişiler olduğunda hemfikiriz diye düşünüyorum. TED إني أعتقد أننا جميعنا يتفق على أن الأطفال هم أكثر الناس أهمية في العالم وأضعفهم.
    Artık kadınların dünyadaki en önemli ve güçlü siyasi güç olduğuna inanıyorum ama bunun sadece anlık bir şey olmadığından nasıl emin oluruz? TED اعتقد أن النساء الآن هم أكبر قوة سياسية فعالة ومهمة في العالم، لكن كيف نضمن أن هذه ليست مجرد لحظة عابرة؟
    - Ama gerçekten önemli ve şu an ona odaklanmalıyım. Open Subtitles لكنه أمر مهم حقاً ويجب أنا أقوم بالتركيز فقط الأن
    Bakın, deniz seviyesi problemi ve kriyosferin bundaki rolü son derece önemli ve tüm dünyayı etkileyecek. TED مشكل ارتفاع مستوى البحر ودور الغلاف الجليدي في رفعه مهم للغاية وسيؤثر على العالم بأسره.
    Benim için yaratıcılık son derece önemli ve bence öğretilebilecek bir şey. TED الإبداع بالنسبة لي هو شيء مهم وأنا أعتقد أيضا أنه شيء يمكنك تدريسه.
    Bana göre bunu sebebi, bu kelimenin çok erdemli, çok önemli ve çok da sıkıcı bir şeyi sembolize etmesi. TED باعتقادي هذه الكلمة تدل على شيء معين قوي جدا، مهم جدا، وممل جدا.
    Glikoz hayli önemli, ve biliyoruz ki diyabetle de ilişkilli. TED الغلوكوز مهم جدّا، ونعرف أنه ذو علاقة بمرضى السكري.
    Ve inanılmaz derecede önemli ve popüler ve zeki birisinin odaya girdiğini düşünün. TED و تخيل شخص مهم بشكل لا يصدق و له شعبية كبيرة و ذكى يدخل الغرفة.
    Tabii ki çok şey öğrenemezsiniz çünkü ilginç, önemli ve heyecan verici her şey çeşitlilikte ve uzmanlıktadır. TED لن تعرفوا الكثير بالتأكيد لأن كل شيء ممتع ومهم ومثير يكمن في التنوع والتخصصات.
    Bence, bu ilginç ve önemli ve aslında, bu benim prensibim, yetişkinlere çok sayıda konuşma yapmama rağmen, yetişkinlere konuşmalar yaparsınız ve iki gün sonra onlar yine oldukları yerdedirler. TED لذا هذا مثير ومهم بالنسبة لي, وفي الحقيقة, إنها سياستي, مع أنني أقدم العديد من المحاضرات للكبار, إنك تقدم محاضرة للكبار, وبعد يومين ينسون ويعودون إلى حيث كانو.
    Cancún'daki alana isim verirken, ona çok önemli ve basit bir nedenden dolayı müze dedik: Müzeler muhafaza, koruma ve eğitim yerleridir. TED حينما كنا نختار اسمًا للموقع في كانكون، سميناه متحفًا لسبب بسيط ومهم جدًا: أن المتاحف هي أماكن للمحافظة والحفاظ والتعلم.
    Yaptığım için üzgünüm, şimdi yaptığım şey için daha da üzgünüm ama Hoyt sen benim için bu şekilde incitilmeyecek kadar önemli ve iyi bir insansın. Open Subtitles انا اسفة جداً لما فعلته ، وانا اسفة أكثر لما افعله الان ولكن يا (هويت) انت شخص جيد جداً ومهم بالنسبة لي لأدعك تتألم كهذا
    Görme, bizim sahip olduğumuz en önemli ve en öncelikli duyumuzdur. TED حاسة البصر هي أكثر حواسنا أهمية وأولوية.
    O gelecek biziz ve bence istediğimiz gelecek için savaşmak her zamankinden daha önemli ve gerekli. TED نحن ذلك المستقبل. ولذا فأنا أؤمن أن السعي لبناء المستقبل الذي نريد أصبح أكثر أهمية وإلحاحاً من أي وقت مضى.
    Bana sorarsanız şu an yaratıcılık en az okur-yazarlık kadar eğitimde önemli ve bizler aynı statüdeymişcesine muamele etmeliyiz. TED رأيي هو أن الإبداع الآن لا يقل أهمية في التعليم عن القراءة، وينبغي التعامل معه بنفس الاهتمام.
    Yaptığımız işi abartma güdüsü sayesinde büyük problemler büyük, önemli ve de hepsinden öte pahalı çözümler gerektirir gibi gözükür. TED شعورنا بتعظيم الذات ترى أن المشاكل المهمة الكبيرة تحتاج لحلول كبيرة ومهمة وفوق كل شئ حلول مكلفة ترفق بها.
    Bu çok çok önemli ve özel bir şarkı o zamanki siyahiler için anlamlı. Çünkü bu şarkı verilen sözlerin tutulmadığını haykıran bir feryattı. TED الآن، تلك أغنية مألوفة ومهمة على وجه التحديد للأشخاص السود فى ذلك الوقت، لأنها كانت الأغنية التي اختاروها لتغيير الكلمات كنوع من الاحتجاج، لقول أن الوعود لم تُنفذ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more