"önemsediğimiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نهتم
        
    Bu bir çeşit insani bir durumdur; önemsediğimiz insanları farklı şekilde dinleriz. TED هذا هو حال البشر؛ حيث نستمع للناس الذين نهتم لأمرهم بشكل مختلف.
    Schweickart, Apophis'i herhangi bir doğal afeti önemsediğimiz gibi önemsememiz gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles شويكارت يعتقد أنه يجب علينا الإهتمام بأبوفيس كما نهتم بأي كارثة طبيعية
    Uzun bir gün olacağını biliyorum ama buraya onu çok önemsediğimiz için geldik. Open Subtitles أعرف أنه سيكون يوم طويل لكن جميعنا هنا بسبب أننا نهتم بها كثيراً
    Ama gerçekten önemsediğimiz ve derin pişmanlık duyduğumuz şeylere gelindiğinde bu tecrübe hissediliyor? TED لكن بالنسبة لتلك القرارات التى نهتم بها فعلياً والتى نختبر ندم عميق حيالها، هل يمكن وصف هذا الشعور؟
    önemsediğimiz şeylere ışık tutuyorlar. TED إن مشاعرنا تحوي مؤشرات تنبيه للأشياء التي نهتم بها.
    Tatlım, önemsediğimiz insanların dünyanın en iyi insanı olduğuna inanmak isteriz ama bir adam söz konusu olduğunda duygularına kapılmamalısın gerçekleri görmezden gelemezsin. Open Subtitles .. عزيزتي ، كلنا نريد تصديق ان من نهتم بهم هم أفضل البشر .. لكن ، لا تدعي مشاعركِ تقودكِ لرجلٍ
    önemsediğimiz insanlar için aştığımız sınırları düşünüyordum. Open Subtitles لقد كنت أفكر في الخطوط التي نتعدّاها من أجل مَن نهتم بهم
    önemsediğimiz kişiler için acayip şeyler yapıyoruz. Open Subtitles مضحكةٌ هي الأشياء ألتي نقوم بها لأجل الأشخاص اللذين نهتم لهم
    Seni önemsediğimiz için utandırmak istemedik. Open Subtitles كما اننا نهتم لأجلك، لا نريد إحراجك أيضًا
    Sana dürüstlükle şunu söyleyebilirim ki, o, bizim önemsediğimiz şekilde şehri önemsemiyor. Open Subtitles على أن أخبرك أعنى بصدق, أعنى, إنه لا يهتم بأمر المدينة كما نهتم نحن.
    Sen burada benimle savaşırken önemsediğimiz herkesi inciten insanların olduğunu bilmek seni de hasta etmiyor mu? Open Subtitles ألا يتعبك الأمر معرفة أنه بينما أنت هنا تتنافس معي، هناك أشخاص في الخارج يأذون كل شخص نهتم لأمره؟
    Yani şu oldukça açık şekilde gözüküyor, başardığımız ve önemsediğimiz her şey kritik bir şekilde, insan zihnini yaratan görece küçük değişikliklere bağlıdır. TED هذا يبدو جليًا للغاية فهذا كل ما حققناه، وكل ما نهتم لأجله، يعتمد بشكل أساسي على التغييرات الطفيفة التي شكلت العقل البشري.
    Opioid reseptörlerimizde yeterli sinyalleşme olmadığında, önemsediğimiz sevdiğimiz ve bizi seven insanlarla dolu bir odada bile yalnız hissedebiliriz. TED عندما لا نملك الإشارات الكافية عند مستقبلات المواد الأفيونية، نشعرُ بالوحدة في غرفة مليئة بالأشخاص ممن نهتم بهم ونحبهم ويحبوننا.
    Ve çok basitleştirirsek Bizim önemsediğimiz sorular "Veri teoriyi destekliyor mu?" TED والنسخة البسيطة للغاية هي: نحن نهتم بـ"هل تدعم البيانات النظرية؟"
    Bu noktada diyebilirsiniz ki, "Çok da önemsediğimiz kararlar değil bunlar." TED الآن، ربما تقولون، " هذه القرارات التي لا نهتم بها."
    Tam tersi. önemsediğimiz için. TED بل بالعكس. إنه بسبب أننا نهتم.
    Bu bizim, insanların hikayesidir, bu gerçekte önemsediğimiz insanlarda çok da uzun sürmeyecek etkiler yaratmak için sahip olmadığımız bir parayı ihtiyacımız olmayan şeylere harcamaya ikna edilmektir. TED إنها قصة عنا نحن، الناس، كوننا مُقتنعين أن نصرف أموال لا نملكها على أشياء لا نحتاجها لخلق إنطباعات لن تستمر طويلاً مع أناس لا نهتم بهم.
    Ve her birimiz önemsediğimiz farklı şeylere önem verirken harekete geçip bu iş için gönüllü olursak ve mümkün olduğunca bunun için zaman ayırabilirsek bu dünyayı değiştirebilirz bu dünyayı kurtarabiliriz TED ولو أن كل واحد منا يهتم بالأشياء المختلفة التى نهتم بها ونهضنا من ثباتنا ومن إستهتارنا وتبرع ببعض الوقت كما إستطعنا ، يمكننا أن نغير هذا العالم ، يمكننا أن ننقذ هذا العالم .
    Yalnızca çok önemsediğimiz için. Open Subtitles هذا لأننا نهتم لأمركِ.
    Belki de konu Sara, Oliver veya önemsediğimiz ve kaybettiğimiz kişiler değildir. Open Subtitles لعله ليس لأجل (سارّة) ولا (أوليفر) أو أيّ أحد آخر نهتم به وفقدناه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more