Dünya ve diğer birçok nesnenin Güneş etrafında öngörülebilir rotaları vardır. | Open Subtitles | الأرض وبعض الأجسام الأُخري ترسم مسارات حول الشمس يمكن التنبؤ بها |
Bilimsel teori, ölçülebilirdir ve öngörülebilir yapılar tarafından şekillendirilebilen, belli başlı prensiplere dayanır. | TED | والنظرية العلمية تعني معطيات قابلة للقياس تعتمد على معطيات اساسية يمكن استخدامها لاحقا في عمليات التنبؤ و التوقع |
Doğal olarak, öngörülebilir komplikasyonlar olacaktır. | Open Subtitles | حسناً، من الطبيعي ان يكون هناك مضاعفات متوقعة |
Einstein zamanın genleşmesini uzay-zamanı tanımlamak için bunu uzayla bağdaştırarak çözdü, uzay-zaman bükülebilirdi ancak sürekli, öngörülebilir yolda hareket ediyordu. | TED | طوع آينشتاين الزمن وحل المشكلة بربطه مع المكان ليشكل زمكان والذي يمكن أن ينحني، ولكنه يتصرف بطريقة متسقة وقابلة للتنبؤ. |
Sadece kağıt değiştirmenin öngörülebilir sonuçlarından sorumluyum. | Open Subtitles | كلّ ما أنا مسؤول عنه هو العواقب المتوقعة لتبديل ورقة الإختبار |
öngörülebilir olduğunu bildiğimiz nadir ve güzel şeylerin bir arada tuttuğu bir sal. | Open Subtitles | بطوف تحيط به تلك الأشياء القليه الجميله التي نعرف بأنه يمكننا توقعها |
Monoton, öngörülebilir ve ayinsel. | Open Subtitles | أحادي النغمة"، مُتوقع, وشعائري" |
Dışarısı öngörülebilir bir şey değilmiş. | Open Subtitles | لم اكن لأتوقع هذا |
öngörülebilir bir zaman için yaşayacak değil mi? | Open Subtitles | وسوف يعيش للمستقبل المتنبئ |
Hiç bir rastgelelik yok ama tamamen öngörülebilir de değil. | TED | وليست هناك عشوائية على الإطلاق، ولكن لا يمكن التنبؤ بها تماما. |
Geleceğin şimdiki zamandan çok daha öngörülebilir olması çok ilginç. | TED | فمن الغريب أن المستقبل يمكن التنبؤ به أكثر بكثير من الوقت الحاضر. |
Bugün sizlere biraz öngörülebilir mantıksızlıktan bahsetmek istiyorum. | TED | أود أن أحدثكم اليوم عن اللاعقلانية التي يمكن التنبؤ بها |
Yukarıdan belirlenen düzenli bir evren, öngörülebilir ve zamansız Tanrı vergisi kanunlar. | Open Subtitles | لكون مُنظم يُدار من فوق بقوانين شرّعها الرب يمكن التنبؤ بها وصالحة لكل زمان. |
öngörülebilir birisin, Spencer. | Open Subtitles | من السهل التنبؤ بأفعالك سبنسر مثل موعدك التالي |
Tanrım, ı ne öngörülebilir inanamıyorum. | Open Subtitles | يا إلهي, لا استطيع تصديق كم ان حركاتك متوقعة |
Bir deneme, öngörülebilir bir son ile uzun bir sefalet olur, | Open Subtitles | المحاكمة ستكون مأساة طويلة مع نهاية متوقعة |
Hayır! öngörülebilir olmaz. O savaş ilan etmek olur. | Open Subtitles | لا ليست متوقعة هذا يعني إعلان الحرب |
öngörülebilir. Biz burada bunu istemiyoruz. Daha iyisini bul. | Open Subtitles | إنه قابل للتنبؤ لا يمكننا فعل ذلك هنا أعطني المزيد |
Muhasebe kayıtlarımızda parktan parka çok tutarlı, çok istikrarlı öngörülebilir, birkaç kentsel hacim faktörüyle uygun şekilde gelir elde ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نظهر في كتبنا نظهر دخلاً ثابتاً جداً مستمراً وقابلاً للتنبؤ من موقف إلى آخر |
öngörülebilir aşırı özgüveniniz takdire şayan, Şerif. | Open Subtitles | ثقتك المفرطة المتوقعة لافته للنظر ، أيها المأمور |
öngörülebilir bir saldırı öngörülebilir bir- Öğret bana demiştin. | Open Subtitles | الهجمات المتوقعة نتائجها عكسية لقد طلبتي أن تتعلمي |
öngörülebilir olduğunu bildiğimiz nadir ve güzel şeylerin bir arada tuttuğu bir sal. | Open Subtitles | بطوف تحيط به تلك الأشياء القليه الجميله التي نعرف بأنه يمكننا توقعها |
Chicago öngörülebilir bir iflas yaşıyor. | Open Subtitles | (شيكاغو) لديها انهيار مُتوقع. |
Dışarısı öngörülebilir bir şey değilmiş. | Open Subtitles | لم اكن لأتوقع هذا |
öngörülebilir. | Open Subtitles | المتنبئ.. |