"öngörülemeyen" - Translation from Turkish to Arabic

    • التنبؤ بها
        
    • متوقعة
        
    • غير مُتوقعة
        
    • التنبؤ به
        
    • الغير متوقع
        
    SOS'de genler bu duyguları bastırma ve hata önleme özelliklerini kaybeder bireyi öngörülemeyen duygusal çalkantılara ve davranışsal hatalara iter. Open Subtitles ولكن في متلازمة الشعور، تفقد الجينات المضطربة نومها وتستيقظ لتقود إلى معاناة حسية لا يمكن التنبؤ بها وعجز سلوكي
    Federalleri öngörülemeyen yalnız kurt kadar korkutan hiçbir şey yoktur. Open Subtitles لا شيء يخيف الحكومة الفيدرالية أكثر من الهجمات لا يمكن التنبؤ بها
    öngörülemeyen, sonsuz bir matematiksel kombinasyonlar serisi... işte önünde duruyor. Open Subtitles امامك سلسلة كاملة من التركيبات الرياضية غير متوقعة ولا نهائية
    Savaştan sonra, genellikle öngörülemeyen sonuçlarla, zararlarla savaşmak için rutin olarak geniş alanlara püskürtülürdü. TED عقب الحرب، كان يُرَش بشكل دوري في المساحات الواسعة لمكافحة الآفات، مع نتائج غير متوقعة عادةً.
    Cortexiphan'ın her zaman öngörülemeyen yan etkileri olmuştur. Open Subtitles الآثار الجانبيّة للكورتكسفان كانت غير مُتوقعة دوماً.
    Pirene dağları, öngörülemeyen havasıyla ünlüdür. Open Subtitles الطقس في جبال البرانس مشهور بانه لا يمكن التنبؤ به
    öngörülemeyen pazar büyümesi karşısında küçük çiftlikler mevcut kayıplarını acilen talep etmektedirler. " Open Subtitles النمو الغير متوقع ...(لأسواق الـ(كولسيتات من طرف مزارع صغيرة في مناخات باردة "يتطلب تحليلات فورية للتكاليف والأرباح
    John. Sezeryanın baş deneklerimizde öngörülemeyen epigenetik etkileri olacaktır Open Subtitles ستخلق الولادة القيصرية تأثيرات لا يمكن التنبؤ بها على مواضيع أبحاثنا الرئيسية
    Bu yarışlar için de, özel hayat için de geçerli. Ama bir şey daha var... öngörülemeyen... Open Subtitles لكن هناك دائما اشياء لا يمكن التنبؤ بها
    Dianne, ortada Gabriel'i öngörülemeyen yabancı bir çevreye göndermeyle ilgili akla uygun kaygılar var. Open Subtitles (دايان) ، هناك مخاوف مشروعة حول إرسال (جبريل) في تلك الأنواع التي لا يمكن التنبؤ بها ، المحيط الخارجي
    (Alkışlar) Ve bence bu harika bir örnek, çok iyi bir ders, bize açık yenilikçi sistemlerin gücünü muhteşem, öngörülemeyen, ve sınır tanımaz gücünü gösteriyor. TED (تصفيق) وهذا ، كما أعتقد ، هو دراسة لحالة كبيرة ، ودرس عظيم ، في القوّة ، الرائعة ، والعشوائية نوعا ما والناشئة ، القوّة التي لا يمكن التنبؤ بها ، للنُّظم المبتكرة المفتوحة.
    Kim bilir ne öngörülemeyen sonuçlar doğuracak bu olay. Open Subtitles من يعلم ما هي العواقب الغير متوقعة التي تنتظرنا
    Her neyse önemli olan nokta, dünya korkunç ve öngörülemeyen bir savaş başlattı. Open Subtitles على أية حال الشيء الأهم هو أن العالم قد شرع في حرب فظيعة وغير متوقعة
    Riskle dolu belirsizliklerin, öngörülemeyen dünyası. Open Subtitles .. عالم مليئ بالمشاكل الغير متوقعة
    Hâlâ öngörülemeyen komplikasyonlar olabilir. Open Subtitles قد تكون هناك مضاعفات غير متوقعة.
    öngörülemeyen etmenler devreye girdi. Tabii. Open Subtitles -لقد كان هناك عوامل غير متوقعة
    Ve sonra internet ortaya çıktı ve dünya son derece karmaşıklaştı, son derece düşük maliyetli, son derece hızlı hâle geldi ve son derece değer verdiğimiz o Newton yasalarının sadece uygulanan kurallar olduğu görüldü ve bulduğumuz şey bu tamamıyla öngörülemeyen dünyada ayakta kalan insanların çoğunun bir nevi farklı bir prensip kümesiyle iş yaptıklarıydı ve biraz bundan bahsetmek istiyorum. TED وبعدها أتى الإنترنت فأصبح العالم معقدًا جدًا منخفض التكلفة وسريعًا جداً وأصبحت قوانين نيوتن تلك العزيزة علينا مجرد أمور محلية فقط والذي اكتشفناه في هذا العالم الذي لايمكن التنبؤ به أبداً هو أن الأشخاص الذين يحاولون العيش كانوا يعملون وفق مجموعة مختلفة من المبادئ وأريد التحدث قليلاً عن ذلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more