Büyülü örümceği cilt bakımı için tam olarak sömüremeden ölüme terk ettik. | Open Subtitles | تركنا العنكبوت السحري خلفنا ليموت قبل أن يتم استغلاله فى العناية بالبشرة |
Fosil örümcekler bile ağ örebilir bu fosil örümceği üzerindeki lif memeciği izlerinden görebileceğimiz gibi. | TED | حتى أُحفورات العناكب تستطيع عمل الخيوط كما يمكننا ان نرى من مظهر عضو الغزل في احفورة العنكبوت هذه |
Eğer daire ağ ören bir örümceği inceleme fırsatı bulursanız ve umarım bulursunuz bulacağınız şey güzellik armağanı yarı saydam lif bezeleri olacaktır. | TED | فإذا كان لديك الفرصة لتشريح شبكة العنكبوت الفلكية المتموجة واتمنى ان تكون لديكم الفرصة, ما سوف تجدونه هو منحة من غدد الخيوط الشفافة |
Beyaz yengeç örümceği, beyaz bir çiçekte neredeyse görünmez halde, pusuda bekliyor. | Open Subtitles | يستقرّ عنكبوت سرطاني أبيض مخفيّ تقريباً على زهرة بيضاء منتظراً لنصب كمين. |
Mesela, bu bahçe örümceği yedi farklı ağ türü yapabilir. | TED | على سبيل المثال , عنكبوت الحديقة يمكنه عمل سبعة انواع مختلفة من الخيوط |
Sonrasında o örümceği alıp yuvasına geri koyar ve başka bir tanesiyle tekrar başlarız. | TED | لنعيد بعدها العنكبوت إلى بيته، ونعيد الكرة من جديد مع عنكبوت آخر. |
Konsere birlikte gittiğin adamı çağır da, örümceği o öldürsün. | Open Subtitles | لماذا لا تأتين بالشخص الذي رافقك لحفلة الروك الموسيقية ليأتي ويقتل العنكبوت |
Pencerenin dışındaki çalıda yaşayan örümceği hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكرى العنكبوت التى عاشت فى شجيرة خارج نافذتك ؟ |
Örnekten alınan sonuçlara göre yaban Brezilya örümceği zehri. | Open Subtitles | جاءت عينة مرة أخرى من موقع الحقن كما تجول البرازيلي لسم العنكبوت. |
Sam'in örümceği kurbandan aldığımız örnekle uyuşmuyor. | Open Subtitles | حتى العنكبوت سام لا تطابق عينة توكس اتخذنا من مركز فيينا الدولي لدينا. |
Morötesi ışık altında, onların nasıl gördüklerini daha iyi anlayabiliriz örümceği bizden çok daha net görüyor olmaları ise, çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | تحت الضوء الفوق بنفسجي يمكننا أن نفهم كيف يرون الأشياء، وبطريقة مدهشة، يبدو العنكبوت واضحاً لهم أكثر ممّا يبدو لنا. |
"mutlu yüzlü" örümceği gibi. 100'ün üzerinde yeni tür gelişti | Open Subtitles | نشأت أكثر من 100 فصيلة, مثل العنكبوت المبتسم |
Arizona'dayken kahverengi inziva örümceği tarafından ısırıldım da. | Open Subtitles | لدي هنا شيء صغير. العنكبوت البني المنتشر في ايرزونا |
Bir daha örümcek ağı görürseniz dikkatli bakın, kara dul örümceği olmadığına emin olun ve sonra içinden geçin. | TED | إذا، المرة القادمة التي ترى فيها شبكة عناكب، أنظر جيدا وتأكد أنها ليست عنكبوت الأرملة السوداء وسِر بها. |
Kuş yiyen golyat örümceği dünyadaki en büyük örümcektir, | TED | ويسمى بالعنكبوت آكل الطيور أكبر عنكبوت في العالم. |
Sanki mekanik bir örümceği alt etmek için ona ihtiyacımız varmış gibi çıkageldi. | Open Subtitles | كأننا نحتاجه فعلاً لتفجير عنكبوت ميكانيكي، صحيح؟ |
Daire ağ ören örümceklerin, buradaki argiope örümceği gibi, uçan avlarını yakalamaları gerektiği için en dayanıklı liflere sahip olması gerektiği varsayılıyor. | TED | تم افتراض انه العناكب االفلكية المتموجة يجب ان يكون لها اصلب خيوط الجذب لانها يجب ان تعترض فرائس طائرة |
Seni gördüm o örümceği aldın ve ağzına attın. | Open Subtitles | اننى اقول لك اننى رايتك تخطف عنكبوتا من الهواء وتاكلة |
Beş gün kadar önce Londra hayvanat bahçesinden gönderilen örümceği kaybettiniz. | Open Subtitles | لقد فقدت عنكبوتاً قد أرسل إليك من حديقة حيوان لندن قبل خمسة أيام |
Kızıl Sırtlı'nın tuzağı hiç kuşkusuz ipek açısından çok ekonomik ama bir Kuzey Amerika örümceği yalnızca tek bir lifle avlanır. | Open Subtitles | فخ حمراء الظهر اقتصادي بالتأكيد في الحرير، لكن إحدى عناكب أمريكا الشماليّة تصيد بخيط واحد فقط. |
Pencerenin dışındaki çalıda yaşayan örümceği hatırlıyor musun? | Open Subtitles | اتَتذكّرُى العنكبوتَ الذي عاشَ في الأجمةِ خارج نافذتِكَ؟ |