"örnekte" - Translation from Turkish to Arabic

    • المثال
        
    • الحالة
        
    • العينة
        
    • أصبت
        
    Bununla ilgili en aşırı örnekte bazı vakalarda normal koşullar altında acı olarak hissedilen şey hazza dönüşür. TED ولكن المثال الاكثر تطرفاً هو اننا في بعض الحالات وضمن شروط معينة نستطيع ان نحول الالم الى سعادة
    Bu örnekte olduğu gibi. Bazı zar moleküllerini aldım, doğru bir ortamda karıştırdım, bir kaç saniye içinde buradaki karmaşık ve güzel yapılar oluştu. TED وفي هذا المثال بالذات، فإني استخدمت بعض الجزيئات الغشائية، ومزجتها معاً في بيئة مناسبة، وفي بضع ثوانٍ قامت بتشكيل هذه البنى الجميلة المعقدة هنا.
    Bu örnekte, veri, yaşayan bir insanın tomografisi. TED وفي هذه الحالة الخاصة اذا كنت تفحص شخصاً على قيد الحياة
    Üç bin yıl önce medeniyet Nil nehrinin kıyılarında gelişmeye başlıyordu. Bazı köleler, bu örnekte İbrani çobanlar, muhtemelen keçi boku gibi kokarak tahtında, yükseklerde oturan Firavun'a bir beyanda bulundular "Biz, siz majesteleri ile eşitiz." TED منذ ثلاثة آلاف سنة نشأت الحضارة على ضفاف النيل وبعض العبيد وهم رعاة يهود في هذه الحالة وريحتهم قبيحة مثل براز الأغنام أعلنو للفرعون وهو يجلس على عرشه: نحن يا صاحب الجلالة على نفس المستوى مثلك.
    O örnekte ne olduğuna dair bir fikrin var mı? Open Subtitles هل لديك أدنى فكرة عما كان يتواجد بتلك العينة ؟
    Bu tablo, bu örnekte mevcut olan belirli mikroRNA'ları ve zamanla nasıl reaksiyona girdiklerini gösteriyor. TED هذا الجدول يبين لنا الميكرو رنا المتواجدة في العينة وعن سرعة تفاعلها خلال الفحص.
    Bu örnekte envanterin, toplama istasyonları orada olduğu için binanın çevresini tamamiyla işgal ettiğini görüyorsunuz TED في هذا المثال تشاهدون أن المخزون قد احتل كل محيط المبنى لأنه في المكان حيث محطات الاختيار.
    Bu küçük örnekte, birkaç finans kuruluşunun pek çok bağlantıda öne çıktığını görebilirsiniz. TED في هذا المثال البسيط، يمكنك أن ترى قليل من المؤسسات المالية مع بعض الروابط الكثيرة البارزة.
    Bugün sizinle paylaştığım örnekte, iki hedefimiz vardı. TED في المثال الذي عرضته اليوم، كان لدينا هدفان
    Sıradaki örnekte, gördüğünüz oldukça belirgin kenarlı, parlayan mavi şeritler noktalı bir alanda ilerliyor. TED وفي المثال التالي فإنك ترى خطوطا زرقاء مشعة بحواف حادة تتحرك عبر حقل من النقاط
    Bu örnekte, hepimiz bir küp görüyoruz. ama ekranın kendisi düz, yani aslında gördüğünüz küpü siz oluşturuyorsunuz. TED في هذا المثال سنرى جمينا مكعبا ولكن الشاشة مسطحة إذا المكعب الذي تراه هو المكعب الذي تنشؤه
    Bu örnekte vurgulandığı gibi, kurumlarımızın önceliği, özellikle de okullarımızın, teknolojik zenginliğimizin hasadını kazanmamızdaki rolü büyüktür. TED ما يبرزه هذا المثال هو أولوية مؤسساتنا، وبشكل خاص مدارسنا، في السماح لنا بِجَني حَصَاد الإزدهار التكنولوجي الذي نعيشه.
    Bu örnekte benim gibi insanlar kabul edilebilir. TED في هذه الحالة ، الناس مثلي يكونوا مقبولين.
    Hatta yeni sözcükleri bile öğreniyorlar, bu örnekte Amerikan İşaret Dili'ni. TED ويتعلمون حتى كلمات جديدة، في هذه الحالة لغة الإشارة الأمريكية.
    Tamam, şimdi bu halka ne zaman kusursuz olur, eğer kaynak, saptırıcı ve göz bu örnekte olduğu gibi tam olarak bir çizgi üzerinde dururlarsa. TED والان ، ستكون حلقة مكتملة فقط إذا كان المصدر ، ومسبب الإنحناء ، وكرة العين ، في هذه الحالة ، في خط مستقيم.
    Bu örnekte, daha çok tasarımcıların işlerini gösteriyorum, çünkü esasında uyarılmış olanlar onlar. TED و أنا الآن أعرض أعمال للمصممين أكثر في هذه الحالة لأنهم كانو الأكثر تجاوبا وتأثرا
    Bu örnekte de, bilimci ve tasarımcı karışımı var. TED في هذه الحالة أيضا مزيج من العلماء و المصممين
    Aslında bu örnekte çökelmenin birçok aşaması mevcut, tıpkı ağaç gövdeleri kesildiğinde görülen halkalar gibi. Open Subtitles هذه العينة لديها طبقات معدودة من الترسبات, مثل حلقات الأشجار بالأساس.
    Felton'ın kafatasından alınan örnekte uranyum çıkmış. Open Subtitles انا اسمع هذا,غريغ وجد يورانيوم في العينة من جمجمة فيلتون
    Bu örnekte insan dokusu yok. Open Subtitles لكن لا وجود لأنسجة خلوية بشرية في هذه العينة
    örnekte dışkı ve sindirilmiş kan var. Open Subtitles العينة تحتوي على براز و دم مهضوم، كيف عرفت؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more