Ya da belki son yedi yıldır diğer deneylerini örtmek için işini kullanıyordur. | Open Subtitles | أو من المحتمل انها تقوم باستخدام اعمالها لتغطية تجارب اضافية للسنين السبعة الماضية |
Ekildiği zaman, toprağı örtmek için çimen veya pirinç samanı kullanırız, böylece sulamada kullanılan suyun hepsi atmosfere uçup gitmez. | TED | بعد غرس الأشجار نستخدم العشب أو قش الأرز لتغطية التربة بحيث نمنع مياه الري من التبخر في الهواء مجدداً |
Vurulduğumda üzerime bulaşan yağ lekelerini örtmek için ayakkabı boyasıyla boyadım. | Open Subtitles | صبغتة بملمع الأحذية لتغطية بعض بقع الزيت حدث ذلك عندما أمسكتوا بى أول مرة |
Dahice! eşekliğini örtmek için aptal numarası yapıyor. | Open Subtitles | أنه ذكي أنه يتظاهر بالغباء ليغطي كونه أحمقا ً |
Daha kötü bir travmayı örtmek için bir yalan söyledi. | Open Subtitles | لن تكون كذبتها الأولى لقد كذبت بشأن صدمةٍ لتخفي الصدمة الأعظم |
Kadının bu olayı örtmek için çok fazla para harcamış olduğuna hiç şüphe yok. | Open Subtitles | لا عجب فى أنها أنفقت نقوداً كثيرة للتغطية على ذلك |
İzlerini örtmek için altı haftası vardı. Hayatını araştırabiliriz. | Open Subtitles | -مضت ستة أسابيع كي يغطي أثره يمكننا التمعن في حياته |
O da gözleri kırmızı olmuş ve kavga izlerini örtmek için balıkçı yaka giyen sen oluyorsun. | Open Subtitles | ذلك سيكون أنت بالعيون الحمراء و الياقة لتغطية الكدمات على رقبتك |
Bu yuvarlakları örtmek için tamam ama kalçalarım kocaman görünüyor. | Open Subtitles | هذا جيد لتغطية نفخ صغير لكنني لدي حمالة مسدس في فخذي |
Ve bu halının da kanıtları örtmek için buraya konulduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعتقد بأنّ السجادة وضعت في محاولة لتغطية الدليل. |
Olgumun üstüne örtmek için bir şeyler lazım. Battaniye var mı? | Open Subtitles | أحتاج لشيء لتغطية الولد ألديكم أي بطانيات؟ |
Bu adam kendi kardeşini soğukkanlılıkla öldürdü ve üzerini örtmek için iki kişiyi daha öldürdü. | Open Subtitles | هذا الرجل قتل أخته بدمّ بارد وشخصين آخرين لتغطية الأمر |
Baksana morluğunu örtmek için ne kadar makyaj yapmış. | Open Subtitles | انظر لكمية المكياج التي وضعوها لتغطية الكدمة |
Senin suçunu örtmek için rüşvet alan, yalancı şahitlik yapan ya da sahte kanıt çıkaran herkes mahkemeye çıkar. | Open Subtitles | كل من ساعد فى تزييف الدليل لتغطية جريمتك ، سيخضع للمُحاكمة. |
Bir erkeğin seninle geçirdiği geceyi örtmek için kız arkadaşına söylediği ilk yalan bu olmaz sanırım. | Open Subtitles | لنقل أن هذه ليست المرة الأولى التي كذب فيها شاب على صديقته ليغطي عن قضاء ليلته معك |
İkimizde yalanımızı örtmek için aynı yeri seçtik. | Open Subtitles | كلانا يكذب وكلانا انتقي نفس المكان ليغطي كذبته |
Bir cinayeti örtmek için seri cinayetleri sen planladın. | Open Subtitles | اخترت سلسلة جرائم لتخفي الجريمة الحقيقية |
Aşıklar, vakitsiz gelen kazaları örtmek için yalana ihtiyaç duyarlar... | Open Subtitles | الأحباء بحاجة له للتغطية على الحوادث الغير متوقعة |
O ve Darius arasında bir bağlantı olduğunu, Darius'un belki Miller Beck'i... kiraladığını, sonra izlerini örtmek için O'nu... öldürdüğünü kanıtlamak zorundayız. | Open Subtitles | ، (صلة بين (ميلر) و (داريوس (و أن نثبت بأنّ (داريوس) عيّن (ميلر . وبعدها قتله، كي يغطي آثاره |
Eğer öyleyse, adam kendi parmağını suçunu örtmek için kesmiş demektir. | Open Subtitles | ، لو كان كذلك فذلك يعني أنّه قطع إصبعه ليغطّي على الأمر |
Kendi beceriksizliğinizi örtmek için takımımdan bir üyeyi sabotaj ile suçladınız. | Open Subtitles | لقد إتهمتِ عضو من أعضاء فريقي بالتخريب لتغطي على عدم كفاءتك |
Ve şimdi bunun yerine, elimizde iki ceset, tedavi altında bulunan yüz kişi ve kıçını örtmek için eli ayağına dolaşmış bir şirket var. | Open Subtitles | نعم , و بدلاً عن ذلك لدينا جثتان و مائه شخص آخرون في تحسن و شركة واحده تبذل جهدها لتغطيه نفسها |
Aşırdığım üstü örtmek için kazağını verdi ve sana beni okuldan alıp kulübe kola içmeye götürdüğünü söyledi. | Open Subtitles | وأعطاني كنزته لأغطي القميص المسروق، وأخبرك أنه أقلني من المدرسة وأخدني إلى النادي لشرب الصودا. |