Çoktan insan direncinin sınırlarının ötesine geçtik bile. | TED | فقد تمكننا بالفعل من تجاوز الحدود الطبيعية لقدرة الإنسان على التحمل. |
Gururun ötesine geçtim ama madem aşk yüzüme gülmüyor ben de kendimi aşkın asık suratıyla cezalandırdım. | Open Subtitles | لقد تجاوزت مسألة الافتخار لكن منذ أن لم يعد بإمكاني أن أحظى بابتسامة الحب فإنني قد أصبحت متجهمة |
Ama verinin ötesine geçebiliyor gibi, ve rakamlarında ötesine geçebiliyor. | TED | ولكن بإمكانها أن تتجاوز البيانات، وبإمكانها أن تتجاوز الأرقام. |
Gerçek içeriği anlamak için kutuların ötesine, iş tanımlarının, kutunun yüzeyinin ötesine gitmemiz lazım. | TED | نحن بحاجة إلى تخطي الجداول، و توصيف الوظائف، إلى ما وراء ظاهر الوعاء، لنفهم المحتوى الحقيقي. |
Fakat çok geçmeden gidecekler, ve savaşlarının ötesine bakıp sonra ne kuracağımıza bakmalıyız. | Open Subtitles | لكنهم سيزولون قريبًا، وعلينا التطلّع إلى ما بعد حروبهم إلى ما سنبنيه لاحقا. |
Makine öğrenme yüz tanımada kullanılır ama bilgisayar görüş alanının ötesine de uzanıyor. | TED | التعلم الآلي يستخدم في التعرف على الوجه، لكنه أيضا يتجاوز حدود رؤية الحاسوب. |
Tekrar doğun, taşısın ışığın kanatları sizi görünen göklerin ötesine, ölmüşlerimizle gitmeniz için. | Open Subtitles | تنبعث مجددًا محمولًا على أجنحة الضياء، لتنضمَّ إلى عشيرتنا الراحلة لما وراء السماء. |
Ganj'ın sonsuz yaşama doğru aktığına ve onları tekrar dirilişin ötesine götürdüğüne inanırlar. | Open Subtitles | يتدفق نهر الغانج باتجاه الحياة الأبدية مايعطيه القوة في أخذهم إلى مابعد البعث |
Ürünlerin ve servislerin ötesine geçme zamanının geldiği, ve aynı yaklaşım ile, bir servisi özelleştirirsek nasıl olur? | TED | الوقت قد حان للذهاب لأبعد من البضائع والخدمات، والإستخدام، بنفس التوجه، ماذا يحدث عند تخصيص الخدمات؟ |
Artık, güvenlik önlemleri gizli kameraların ötesine geçti. | TED | الآن, التصويربأمان تجاوز مجرد استخدام الكاميرات الخفية. |
Neyse ki, makine öğrenmesiyle yeteneklerimizin ötesine gidebiliriz bildiklerimizi betimlemek için. | TED | لذلك مع حسن الحظ، مع تعلم الآلة، يمكننا تجاوز قدراتنا لوصف الاشياء التي نعرفها. |
Almanyanın problemi moral bozukluğunun ötesine geçti. | Open Subtitles | تجاوزت مشاكل ألمانيا الروح المعنوية السيّئة |
Bildiğimiz dört boyutun ötesine evrimleşen bir medeniyet. | Open Subtitles | بل الحضارة المتطورة التي تجاوزت الأبعاد الأربعة التي نعرفها. |
Dünyanın sınırının ötesine babamı bulmaya gideceğim. | Open Subtitles | أنا سوف تتجاوز حافة العالم. للعثور على والدي الآخرين. |
Bu yüzden ben asla tek geceden ötesine gitmem. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أنني لم تتجاوز موقف ليلة واحدة |
Artık tanrıya ulaşmak için cismani dünyanın ötesine bakmasına gerek kalmadığını fark etti. | TED | أدرك أنه لم يعد بحاجة للنظر إلى ما وراء هذا العالم المادي لكي يجد القوة الإلهية. |
Bir fotoğrafçı olarak, yaşayan diğer bütün canlılarla ortak noktalarımızın kıymetini bilmek adına genetik yapımızdaki farklılıkların ötesine ulaşmaya çalışıyorum. | TED | وكمصور، أحاول أن ألج إلى ما وراء الاختلافات في تركيبنا المورثي لتقدير كل ما نملكه من أشياء مشتركة مع كل كائن حي آخر. |
Şimdi bu kanıt anatominin çok ötesine gidiyor; | TED | الآن, هذا الدليل يذهب إلى طريق ما بعد علم التشريح |
İmparatorluk sınırları şimdi Çin Seddi'nin ötesine uzanınca set amacını kaybetmişti. | TED | مع إمتداد حدود الامبراطورية إلى ما بعد السور العظيم، فقدت التحصينات الهدف منها. |
İnsanlara bunun ne zaman olacağını söyleyemezsek bu sorumsuzluğun ötesine geçer. | Open Subtitles | إن لم نستطع إخبار العالم متى سيحدث فهذا يتجاوز عدم المسؤولية |
Şu anda onları zapt etmiş durumdayız, ama eğer dışarı çıkarlarsa ve bu Sığınağın ötesine yayılırsa, ...tüylü bir çekirge sürüsü salgınının başlangıç noktası oluruz | Open Subtitles | نحن نحتويهم الآن , ولكن إذا خرجوا وأمتد هذا لما وراء المَلاَذ فقد نعانى من إنتشار وباء رهيب |
Sanırım durum, tahminimizin de ötesine varıyor. | Open Subtitles | اعتقد بأن هذا يذهب إلى مابعد أي شئ نستطيع تخيله |
Seyahatlerimde, büyük düz kayanın ötesine kadar gittim. | Open Subtitles | في رحلاتي وصلت لأبعد من تلك الصخرة المسطحة العظيمة |
O %100 yenilenebilir ekonomi için acil çağrıda bulunduk, ama bunun da ötesine gittik. | TED | نحن ننادي بهذا الاقتصاد المتجدد سريعًا، ولكننا ذهبنا إلى أبعد من ذلك. |
Ekranının ötesine geçerek insanların kalpleri ve hayal güçleri ile daha derinden bağ kurmaya çalışıyorduk. | TED | كنا نبحث فيما وراء الشاشة، في محاولة للتواصل تواصلاً أعمق بقلوب الناس وخيالهم. |
Fakat bu evrimleşmiş "bilgisayar varlığı" kısa zamanda yürümenin çok daha ötesine gitti. | Open Subtitles | لكن سريعاً ما تطورت هذه المحاكاة البسيطة الى ما أبعد من عملية المشـى |
Fakat gelecek yüzyılın da ötesine gitmek istiyorsak, geleceğimiz uzayda. O yüzden ben | TED | ولكن إذا أردنا أن نستمر الي ما هو أبعد من المئة سنة القادمة فإن مستقبلنا في الفضاء. ولهذا السبب أنا من مؤيدي |
Kökenimizin dayandığı gezegenden ayrılarak Güneş Sistemi'nin dışına ve daha da ötesine gideceğimiz yolculuğu hazırlanıyoruz. | TED | إننا نصبح مستعدين أكثر لبداية مشوارنا في مغادرة كوكبنا الأصلي إلى المجموعة الشمسية الأوسع وما بعدها. |