Onun katil olup olmadığını bilmiyorsun. Hayır, ama umarım öyledir. Demek istediğim, Tanrı'ya Öyle olması için dua ediyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن لا تكون كذلك أنا أتضرع لله أن لا تكون كذلك |
Sonu kötü yani. Başlagıcında Öyle olması gerekmiyor. | Open Subtitles | إذاً فالنهايةُ فاشلة ولا يعني هذا أن البداية يجب أن تكون كذلك |
Öyle olması gerekmiyor. Sadece öyle. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن تكون كذلك ولكن هي الطريقة التي يجب أن تكون عليها |
Öyle olması gerektiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تظن انه لابد من أن يكون كذلك ؟ |
Öyle olması gerekiyordu. | Open Subtitles | أجل، حسنًا، كان يفترض أن يكون كذلك |
Öyle olması bir mucize.Ne arıyordunuz? | Open Subtitles | إنه أمر طبيعي أن لا تكون موجودة على الإطلاق ما الذي تبحثين عنه |
- Kim sana öyle dedi? Her zaman öyle olmuyor. Öyle olması da gerekli değil. | Open Subtitles | الأمور ليست هكذا دائماً، لا يُفترض أن تكون كذلك |
Biraz var. Ama tam bir at delisi. Zaten Öyle olması gerekirdi. | Open Subtitles | بعض المال، لكنها مهووسة بالخيول، عليها أن تكون كذلك. |
Ama Marilyn Monroe'yi sahneye taşıdığımız düşünülürse, Öyle olması da beklenemezdi. | Open Subtitles | لكن أخذاً بالأعتبار بأننا نقوم "بعمل عن "مارلين مونرو لم تتوقعي أن تكون كذلك |
Öyle olması daha iyiydi. | Open Subtitles | الافضل أن تكون كذلك. |
Öyle olması gerekmiyor. | Open Subtitles | لاينبغي ان تكون كذلك |
Öyle olması lazımdı. | Open Subtitles | يفترض بأن تكون كذلك |
Öyle olması gerekmiyor. | Open Subtitles | لاينبغي ان تكون كذلك |
Zaten Öyle olması gerek. | Open Subtitles | عليك أن تكون كذلك |
Çüklerin Öyle olması gerektiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | إعتقدت أنه من المفترض أن تكون ...كذلك |
Öyle olması gerekmiyor. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن يكون كذلك. |
Öyle olması gerektiği de söylenmedi zaten. | Open Subtitles | لم أقل بأنّه يجب أن يكون كذلك |
Açıkça, zaten Öyle olması gerek. | Open Subtitles | من الواضح يجب أن يكون كذلك |
Öyle olması bir mucize.Ne arıyordunuz? | Open Subtitles | إنه أمر طبيعي أن لا تكون موجودة على الإطلاق ما الذي تبحثين عنه |